banner488

Türk Dili Birliğimizin Sembolüdür

Dil bir ulusu ayakta tutan milli değerlerin en önemlisidir. Toplulukları Millet yapan dildir. Toplumlar, dilleri sayesinde varlık kazanırlar. Kendi kültürünü yansıtan özgün bir dile sahip olmayıp da millet bilinciyle uzun süre hayatta kalabilen bir toplum görmek imkânsızdır. İnsanoğlu yaşamsal faaliyetini devam ettirebilmek için nasıl her şeyden önce beslenmeye ihtiyaç duyuyorsa. Milletin yaşam kaynağı dilidir.1930’lu yıllarda konuşulan Türkçe ile 1970’li yıllarda konuşulan Türkçe birbirinden çok farklı. Günümüzde ise dilin artık iyiden iyiye yabancılaştığı acı bir gerçek. 1970 yıllarda çevrilmiş bir filmi izlerken duyduğumuz Türkçenin geçen zaman içinde nasıl değiştiğini görebilirsiniz.

Yadırgadığımız o Türkçenin aslında Öz Türkçemiz olduğunu düşündüğümüzde hafiften dudak bükeriz. Türkçedeki bu yabancılaşma gündelik hayattın içine hızla kaymaya devam ediyor. Neticede; yetişmekte olan genç nesil  öz Türkçenin varlığından bihaber yetişip, kullanılan yabancılaşmış Türkçeyi gerçek öz Türkçe olarak benimsiyor.

Konuyla ilgili geçmişte Meclis Araştırma komisyon kurulsa da yapılan çalışmalar yetersiz kalmıştır. Bütünlüğünün sağlanması için Türk Dilinin korunmaya ihtiyacı vardır. Korumak, etrafını zırhla örmek değildir. Korumak beslenmesine engel olmak, gelişmesini duraklatmak değildir. Korumak sahip çıkmaktır. Kabullenmektir.
Türkçenin bozulan yapısı ve ne denli yabancılaştığına gelelim.
Dili güzel ve düzgün kullanmak sadece gramer ve diksiyondan ibaret değil. Dil bilmek ve düzgün kullanmak o dilin edebiyatını, kültürel kimliğini bilmekten geçer.
Türkçede de durum aynı. Bu gün Öz Türkçe olarak bilinen kelimelerin büyük bir çoğunluğu sanıldığının aksine, Arapça Farsça ve Fransızca kökenli kelimelerdir.
Demek ki asırlar sonra dahi dil sürekliliğini koruyabiliyor. Buradan yola çıkarak Türkçedeki yabancılaşmanın zamanla dili tamamen ortadan kaldırdığı, yok ettiği hakkında fikirlerin ileri sürülmesi tamamen yersizdir. Bir anayasa çerçevesinde bir araya gelmiş vatandaşların ortak bir dili olur ki, buna resmi dil diyoruz. Türkiye'nin resmi dili Türkçe’dir.Resmi dil, iletişimde kolaylığı ve dil birliğini sağlar. Türkiye’de bugün itibariyle Türkçe bilmeyen insanımız çok az. Resmi dil ile iletişim birliği sağlandıktan sonra eğitimde, sanatta, yayında, müzikte dil serbestliği olmalıdır.
Türkçe, canlı tutmaya çalışırken öldüren, güzelleştirmeye çalışırken çirkinleştiren, modernize edeyim derken postmodernliği arattıran bir kalıba sokulmuştur.
Türkçenin bu denli bozulmasındaki ana sebeplerden bir diğeri, sözlü ya da yazılı ifadelerde, anlatımın kelimelerde değil fikirlerde gizli olduğunun bilincine varılamamış olmasıdır.
Değişim kelimelerle olmaz. Değişim beyinlerde olur. Kelimeler sadece araçtır.
Kitle iletişim araçlarının da faydalı bir şekilde kullanılmalı, Televizyon kanallarında, radyolarda, günlük gazete ve dergilerde bu konuda yapılması gerekenlerin benimsenip uygulanması gerekir. Bilimsel içerikli kitap ve yayınlar dışında Yazarlarımız, aydınlarımız ve bilim adamlarına da büyük görevler düşüyor. Aslında ‘görev’ olarak nitelendirilmesi yanlış, fakat her entelektüelin, ‘yaşam biçimi’ haline getirmesini gerektirecek kadar önemli bir konu.
Türk Dil Kurumu bu konuda; ilkini 1995 yılında, ikincisini ise 1998’de çıkardığı “Yabancı Kelimelere Karşılıklar” isimli kitabı önemli bir kaynaktır. Fakat birçok kişi bu eserden haberdar değil. Bu tür kitapların yaygınlaştırılması, ilk ve orta dereceli okullarda okutulması zorunlu bir kitap olarak yasalaştırılmalıdır. Özellikle bu konuda eğer bir yapılandırma/yenileme süreci başlatılacaksa, bunun temel eğitimin ilk basamaklarından başlanılması, benimsetilmesi açısından da eğitim süresince devamlılığı sağlanmalıdır.
Yabancı sözcüklerin Türkçenin içine girip yerleşmesi, Türkçenin kısırlaşmasına sebep oluyor. Türkçedeki kısırlaşma, dilin kendi öz varlığını koruyarak gelişmesine engel olur.
Dil, bir kültürün taşıyıcısı, hatta aynasıdır. Bir toplumun kimliğini anlamak için diline bakmak gerekir. Dil, o dili konuşan halk için bir tür müzedir, taşıyıcısı olduğu her kültür için bir anıttır.

 


Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

YORUMLAR
Selim Kurt
Selim Kurt - 10 yıl Önce

sayın yazar etrafımızda bulunan esnaf tabelalarına bir bakın türkce tabela bulacakmısınız. dilimizde yozlaşma tabelalarda başladı. şimdi gençlik yeni yoz bir dil kullanmaya başladı. eğitimin yozlaşmasının sonucu.

banner498

banner472