banner488

Kınalızade'nin Ahlak-ı Alâi'si Üzerine...

       ‘İnsan birbirlerinin uzuvlarıdır

     Çünkü hepsi aynı cevherden yaratılmışlardır.

     Eğer uzuvlardan birisi hastalanırsa

     Diğer uzuvlarda huzur ve rahat kalmaz.

     Neden var olduğumuz ve de var isek nasıl davranmalıyız soruları, insanlığın tarihi kadar eskilere dayanır. Kişinin dünyadaki yerini tanıması ve kavraması, başlı başına bir sorundur. İnsan 10 milyon canlı türünden biridir. 4000 memeli de dahil olmak üzere, bu türlerin arasında kendini ve çevresindeki dünyayı inceleyebilmek için gerekli donanıma sahip tek canlı insandır. Bu farkındalık bizlere, kendimiz hakkında düşünmeyi zorunlu kılmış ve konu üzerine Antik Yunan döneminden Orta Çağa, İslam Medeniyetlerinden Budistlerin tapınaklarına kadar, yanıtlar aranmıştır.

     Bu arayış çeşitli kural oluşumlarını tetiklemiş ve her düşünür, kendi penceresinden, etkilendiği değerleri de kesesinde taşıyarak, fikirlerini beyan etmiştir.

     Kınalızade Ali Efendi, devletin, ailenin ve bireyin ahlakını, olması ve olmaması gerekleri de ele aldığı eserinde, Aristo’dan Celaleddin Devvani’ye, pek çok düşünüre atıflarda bulunmuş. Eserini bölümler halinde yazmış ve birey/aileden başlayarak devlete uzanan bir yol çizmiş. Bu yazının asıl kaynağı, henüz üniversitedeyken hazırlamış olduğum bir özet çalışması olsa da birkaç bölümünü tadil ederek burada bir yazı oluşturmaya gayret ettim. Ahlak-ı Alai'ye geçmeden, kısaca birkaç şey ifade etmek isterim.

     Hayat, pek çok küçük alana (sosyal alan, iş alanı, özel alan) bölümlenmekle birlikte temelde ortak bir paydadan yükselir. Bu temel nokta, insanın hayatının zeminini oluşturan, duyduğu seslerden, gördüğü görsellere kadar, milyonlarca farklı olgudan etkilenerek yarattığı bir kiremit yığınıdır.

     Hayatın ilgili anında, hangi alanını işgal edersek edelim, adı geçen kiremitlerin üzerine basarak yükseliriz. Bu kiremitlerin çimentosu, sağlam olmak zorundadır. Çağımızın kayıtsız bir şekilde ve varış noktasız olarak gittiği hızlı düzlemde, zamanı durdurabilmek, en büyük meziyetlerden biridir. Onu durdurup yanlara doğru gidebilmek, nereye gittiğimizi görebilmek ve bunun üzerine plan oluşturabilmek, şüphesiz ki bizleri daha anlamlı kılacaktır Ne yaptığımız iş, ne uyandığımız ev, ne de ettiğimiz sohbet, bu temel gerçekten uzakta anlamlı olacaktır. İşte Ali Efendi de bu anlam için bize elini uzatmakta. Yapmamız gereken, bu eli tutup, bulunduğumuz noktaya, erdemimize güvenerek, saf bir yargılama sonucu, hatalı bulduğumuz noktalarımızı geride bırakarak, faydalı olanları yanımıza çekmektir. Eserinin bazı bölümlerindeki görüşlerini bugün paylaşmamız mümkün olmasa da ihtiva ettiği pek çok konuya karşı çıkmak mümkün değildir. Bu nedenle ilgili bölümlerini tadil ederek buradaki köşeme taşımak istedim. O halde, Kınalızade’yi yâd ederek, onun üslubuyla başlayalım. ‘Allah ne güzel yardımcıdır. Onun lütfu boldur ve sonsuzdur.

     Ahlak-ı Alai, Aile Ahlakı ile başlar. Önce ailenin tanımı ve kimleri kapsadığı ifade olunur. İlginçtir ki, Ali Efendi, beslenmemizi temin eden yiyecekleri de ailenin bir ferdi sayar. Aile işlerinde huzurun ancak reise bağlılıkla sağlanacağını söyler. İlerleyen bölümlerde, siyaseti de bir aile yapılanmasına benzetecektir. Devamında, Allah’ın insana bahşettiği mal ve paranın üzerinde durur. Nedenleri ve hikmetleri açıklar.

     Her insanın bir sanatla uğraşmasının hayırlı olacağına inanır, zira toplumun her ferde ihtiyacı vardır.

     Çocukları ele alır ve nasıl yetiştirilmesi gerektiğini söyler. Çocuğa iyi örnek olunması gerektiğini, ölçülü, adaletli ve iffetli bir çocuk yetiştirmek gerektiğini ifade eder. Ardından, konuşma adabından bahseder. Ne zaman ki konuşma mevzubahis olsa, hep 2 kulağımız ve 1 ağzımız var, o halde daha çok dinleyip daha az konuşalım, sözünü hatırlatır gibi bir tavır takınır. İnsanların çok konuşmamasının hayırlı olduğunu söyler. Özellikle meclis içindeki konuşma adabını ele alış biçimi, büyük bir derstir. Başkasından bir şey sorsalar, kendisi bilse bile, ileri atılıp cevap vermemelidir.

     Buradan sevgi ve muhabbet sebeplerine geçer. Muhabbetin sebeplerini şöyle sıralar. Bunlar; kişinin kendi varlığını ve varlığının devamını sevmesi, iyilik eden ve yardımda bulunanları sevmesi, kemâl sahibini sevmesi, güzellik sevgisi ve ruhani doyuma götüren sevgidir.  Devlet reisinin halka olan sevgisini babanın evladına olan sevgisine; halkın hükümdara karşı sevgisini de, çocukların babasına karşı olan sevgisine benzetir. Bu sevgi pekiştiği vakit gerçek ve ideal düzen ortaya çıkacak, ahlak her yerde daim ve var olacaktır. Muhabbetin dahi dereceleri vardır. En tepeye de hayır ve saadetin kaynağı olan Allah sevgisini koyar.

     Ardından şehirlerin idaresine gelir sıra…

     Şehirler, fazilet üzerine kurulmuş olanlar ve kurulmamış olanlar olarak 2’ye ayrılırlar. Allah birdir. Allah birse onun yolu da birdir. Yani Kınalızade, dine temellendirdiği bakışla bir siyasi çıkarımda bulunmaktadır. Kötü şehirleri ise 3’e ayırır. Cehalet şehri, fasıh şehir ve sapık şehir. Cehalet şehrini bilinçsizlik hali şekillendirirken fasıh şehri, gerçeklerin baskı altında olması şekillendirir. Sapık şehirler ise, bilinçli olunmasına rağmen gerçeklerin görmezden gelindiği şehirdir.

      İyi ve faziletli şehirler zamanla sapkınlaşabilir. Güzel şehri bir bostana benzetir ve 5 kesime ayırır. Bu kesimler; şehir idaresinden sorumlu ileri gelenler, halkı konuşmalarla iyi yola sevk eden hatipler, belediye hizmetleriyle sorumlu planlayıcı ve kontrolcüler, savaşçı sınıfı, mal ve mülk sahipleridir. Bunlara ek olarak bir sınıf daha ekler ki bunlara da nevabitler der yani, zararlılar.

      Cemiyet hayatına zararlı kimseleri şöyle sıralar. Yalanla mal sağlayanlar, yalancı şahitler, zorbalıkla mal alanlar, rüşvet alanlar, ilmini layık olmayanlara satanlar, yağmacı askerler, hırsızlar, asalak idareciler… Ali Efendi, zaruretle bu kimselerin yok edilmesi gerektiğini, düzeltilmekle uğraşılmaması gerektiğini söyler.

          Ardından devlet başkanının özelliklerini sıralar… İlki, Himmet yüceliğidir... Bu özelliği açıklamak için Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon seferini, Süleyman Çelebi’nin Musa Çelebi’nin eline düşüşünü örnek vermiştir. İkinci özellik hasletli görüş ve isabetli karar almaktır. Diğeri ise kararda sebattır. Orta yolun bulunması için azimli ve kararlı olmak gerekir. Büyük hadiselere tahammül göstermek ve sabretmek gerekir, zira sabır bir ibadettir.  Hükümdar soylu bir ruh taşımalıdır. Bu son özellik bir nevi meşruiyet aracıdır. Neseb meselesi, İbn Haldun’daki gibi zaruri olmayıp, olması halinde iyi olacağı ifade olunmuştur.

     Peki nasıl adil olunur?

     Birinci şart, herkese eşit muamele etmektir. Toplumun her kesimine eşit davranımasını şart koşar. İkinci şart ise, halkın fertlerinin istidat ve kabiliyetlerine göre korunmalarıdır. Adaletin üçüncü şartı, iyilik ve yardımın aynı ölçüler çevresinde yapılmasıdır. Dördüncü olarak emanetin ehline verilmesini tavsiye eder. Son olarak akıllı hükümdarın mağrurluktan uzak durmasını, hayra yakın olmasını öğütler.

       Olgun insan mevkiine erişmek ve saadet mertebesine ulaşmak için insanlarla bir arada yaşamak gerektiğini ifade eder.  İnsanlara sadakat, sevginin en büyüğüdür. Sadakat bağı ile ileri seviyeye ulaşmak mümkün olur. Hakiki dost sayı itibariyle çok olmaz. Zira bu dostluk değerli bir cevherdir.

      Ali Efendi, kitabının sonunu,  Platon ve ‘ilk muallim’ Aristo’dan nasihatlerle bitirmiş. Ben de yazımı ona ‘öykünerek’ kısa bir nasihatler dizisiyle bitirmeyi uygun gördüm.

     Ma’budunu bil ve hakkı koru zira Hakkın gazabı, terbiye yoluyladır. Hayatını hoş geçirmeye önem verme. Sermayeni kendin dışındaki şeyden yapma. Layık olanlarla, imkân olduğu zaman hayır yap. Yalnız, söz ile hikmet taslama. Fiille hikmetli kişi olmaya gayret göster.  Kötülüğe sebep olacak iyiliği yapma. Hikmete sevgi göster. Hiçbir işe vaktinden evvel başlama. Bir şeyle meşgul olduğun zaman, anlayış ve ileri görüşlülükle meşgul ol. İyilik ve faziletin tam olması için iyi kimseleri koru ve onlara güler yüz göster. Ahdi bozma ve asla yemin etme. Geçip gidene de asla üzülme... 

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

banner472