banner488

Hala Bir Derneğe Üye Değilmisin?

Demokrasi ile idare edilen bir toplumda, bireyin sorumluluğu ağırdır. Çünkü demokratik, katılımcı bir yönetimde nemelazımcılık yoktur. Atanmışlar ve seçilmişler üzerinde devamlı bir gözcü olma durumundasınız, aynı zamanda idare tarzınızı iyileştirme çabalarınızın da olması lazım.

Bunu yaparken birey olarak tek başına değil de demokratik düzenin ana unsurları olan STÖ çatısı altında yapınca daha bir değer kazanır…

Sivil Toplum Örgütleri, kamu adına hayatı kolaylaştırıcı, hayatın kalitesini arttıran, Adalet ve huzurun gelmesinde ciddi katkılar yapabilirler. Bu tür oluşumlar gönüllü kuruluşlar oldukları için, yaptıkları işi hem daha iyi, hem de daha az bir maliyetle yaparlar. Dolayısıyla bir ülkede STÖ sayısı ve niteliği arttıkça hem kamu kurumlarının yükü hafifler, hem de yönetim ve denetim sürecine katılım fazla olduğu için hayata kalite geldiği gibi, toplumda huzur ve mutluluk artar.

Ancak STÖ'nün verimli çalışabilmeleri için 'Aktif vatandaş' ve hayata bakış açısı bakımından vatandaşın 'zihniyeti' büyük rol oynamaktadır.

Eğer bireysel menfaati ön planda tutan, hayata dair kaygı, korku ve endişe yaşayan bir vatandaş kitlesine sahipseniz kamu adına gönüllü olabilmeniz çok zor. Bizim vatandaş derneğe üye olmaktan korkuyor, kamu çalışanları Sendikaya bile üye olmaktan çekiniyor, Siyasi iktidar karşıtı bir sendikaya üye bak başına neler geliyor.

Demek ki kendimizi bir bütün olarak yeniden sorgulamalıyız. Ülkemizde derneklere üye olma vasfını taşıyan en az 40 milyon insan varken bunların sadece 9 milyonu derneklere üyedir. Halbuki her biri en az iki üç derneğe üye olmalıydı ki, bu STÖ üye sayısı 120 milyona çıkardı. Neden olmasın örneğin ben yedi STÖ üyesiyim, hepsine hem katkı veriyorum hem de üye olduğum için kendini mutlu hissediyorum. Bu derneklerin yaptığı güzel, hayırlı işlerin de ortağıyım.

Sivil Toplum Örgütleri, geleceğin olmazsa olmaz oluşumlarıdır. Okullarımızda gönüllülüğü STK  tanıtım ve önemini içeren bir ders konulmalı, gerekirse üniversiteler bu konulara el atmalıdır. STÖ'lerinin yaptığı çalışmalar da kamuya hizmet olduğu için bütçeden bir pay ayrılmalı ve vatandaşların derneklere üye olmaları için teşvik edilmeli, hatta akıl baliğ her vatandaşlarımızın en az bir derneğe üye olması zorunlu hale getirilmelidir diye düşünüyorum.

STÖ eliyle yapılan bir çalışmanın daha ekonomik, daha verimli ve daha etkili olacağına inanıyorum. Bunu başarmaya gelince; yerelliği, demokratikleşmeyi ve zihniyet değişikliğini başarabildiğimiz sürece yapabiliriz.

 Hiç bir kamu yetkilisi yasal sınırlar içinde derneğin hiç bir faaliyetine müdahale etme yetkisine sahip değildir ancak mahkemeye verebilir. Hatta dernek ilk kurulduğunda tüzüğünde yasalara aykırı maddelerin olduğu fark edilse dahi ancak mahkeme açabilir ve dernek kendini iyi savunduğu zaman mahkemeyi de kazanabilir.

Acil Beklentilerimiz.

1- TBMM'de Sivil Toplum Örgütlerine hizmet verecek bir ofisin açılması,

2- Yasama sürecine STK'lerin katılımının sağlanması,

3- Yasaların uygulanıp uygulanmadığının STK tarafından takip edilmesi,

4- Bürokratların en geç üç ay zarfında etik sözleşmesini imzalayarak çalışma alanında dikkate alması,

6- STK içerikli bir dersin eğitim öğretim müfredatına alınması,

7- Sivil Toplum Kuruluşlarının siyasi bir duruştan kaçınmaları …

Dernekleri aktif hale getirdiğimiz zaman saymakla bitmeyecek kadar hayata katkı sağlayabiliriz. Nasıl mı?

1- Vatandaşı aydınlatma görevini görürler,

2- Vatandaş dernek üyesi olarak kendini daha da güvende hisseder,

3- Derneklerin hukuk komisyonları daha güçlü olur, gerektiğinde hem üyelerini savunurlar, hem de kamu davalarında müdahil olabilirler,

4- Derneklerin muhtelif komisyonları daha rahat çalışmalarını sürdürürler,

5- Derneklerin kamu yararına değişik amaçlı etkinlikler düzenleme imkânı doğar,

6- Dernek üyeleri arasında beyin takımı durumunda olan kimseler memleketin selameti için fikir üretebilirler,

7- Dernekler zaman zaman olup biten olaylara karşı tepki gösterdiğinden dolayı vatandaş ayrı bir mutluluk hisseder, çünkü düşünceleri muhtelif platformlarda dile getirilmiş ve paylaşılmış olur.

8- Bürokrasinin yetki konusundaki kabalığı ve siyasetçinin haddini aşma hevesi ancak sivil inisiyatif ile dizginlenebilir.

 

Kısacası Sivil Toplum Kuruluşları vazgeçilmez kurumlardır.

 


Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

banner498

banner472