banner488

Çine’de Yaşlı ve Özürlü Olmak!

5378 Sayılı Özürlüler Kanunu özürlü olmayı şöyle tanımlıyor. Özürlü: doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeni ile toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişi.

WHO-Dünya Sağlık Örgütünce yapılan engelli tanımı.

Özürlülük kavramına Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler ve International Labour Organization (ILO) tarafından farklı bakış açılarından yaklaşılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü özürlülük kavramı hakkında aşağıdaki gibi hastalık sonuçlarına dayanan, sağlık yönüne ağırlık veren bir tanımlama ve sınıflama yapmıştır.

Noksanlık: Sağlık bakımından “noksanlık” psikolojik, anatomik veya fiziksel yapı ve fonksiyonlardaki bir noksanlığı veya dengesizliği ifade eder.

Özürlülük: Sağlık alanında “sakatlık” bir noksanlık sonucu meydana gelen ve normal sayılabilecek bir insana oranla bir işi yapabilme yeteneğinin kaybedilmesi ve kısıtlanması durumunu ifade eder.

Maluliyet: Sağlık alanında “maluliyet” bir noksanlık ve sakatlık sonucunda, belirli bir kişide meydana gelen ve o kişinin yaş, cinsiyet, sosyal ve kültürel durumuna göre normal sayılabilecek faaliyette bulunma yeteneğini önleyen ve sınırlayan dezavantajlı durumu ifade eder.

“Sağlık yalnız hastalık ve özgürlüğün olmaması değil, aynı zamanda bedensel, ruhsal ve toplumsal yönden tam bir iyilik durumudur. Özürlülük ise bedensel, zihinsel ve ruhsal özelliklerden belirli bir oranda ve sürekli olarak fonksiyon ve görüntü kaybına neden olan organa yokluğu veya bozukluğu sonucu kişinin normal yaşam gereklerine uymama durumudur. Bu durumdaki kişiye özürlü denilmektedir.

Günümüz Türkiye’sinde engellilerin toplumla bütünleşme yönünde yoğun sorunlar içinde yaşadıkları bilinmektedir. Sorun adlandırmadan başlayan ve yaşamın pek çok alanına yayılan bu sorunlar, engelli bireylerin içinde yaşadıkları toplumla işlevsel bir bütünlük içinde yaşamalarını güçleştirmektedir. Sürekli sorunlarla boğuşan, onlara anlamlı çözümler üretemeyen bireyler, kendilerini mutsuz hissedeceklerdir. Bu da temel bir insan hakkı olan bireyin kendisini gerçekleştirme hakkını ortadan kaldıran düşük yaşam kalitesi demektir.

Engellilerin Toplumla Bütünleşmesinin önündeki engeller; yoksulluk, eğitim, ulaşım, fiziksel çevre ve konut, rehabilitasyondur.

Benim üzerinde durmak istediğim konu özelikle ilçemizdeki en büyük eksikliklerden birisi olan ulaşım, fiziksel çevre ve konut. Yaşanılan konuttan tüm kamusal yaşam alanlarına ve ulaşım araçlarına kadar tüm çevresel unsurları engellilerin özellikleri ve gereksinimleri dikkate alınarak tasarlanmadığı bir gerçektir. Yollar, kaldırımlar, kamu binaları, parklar ve bahçeler, okullar içinde yaşanılan konutlar, ulaşım araçları ve bunun gibi daha bir çok fiziksel çevre unsuru, engellilerin topluma katılmasının önünde ciddi birer engel oluşturmaktadır.

Bu anlamda ilçemizde yaşayan yaşlı ve engellilerin önünde kamu kurum ve kuruluşlarında büyük eksiklikler bulunmaktadır. Öncelikle Hükümet Konağımızda, Adliye, Nüfus Müdürlüğü, Kaymakamlık ve Sosyal Dayanışma Vakfı ile İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün bulunduğunu göz önünde bulundurursak yaşlı ve özürlülerimiz için acilen Hükümet Konağına bir engelli rampası ile üst katlara ulaşabilmek için bir asansöre ihtiyaç vardır. Sayın Kaymakamımızdan konunun önemiyle ilgileneceğini umuyorum.

Yaşlı ve engellilerin çoğunun Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ile işlerinin olduğu aşinadır. Elbette Adliye, Nüfus ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri ile de işleri olacaktır. Tapu dairesinde de durum farklı değil. İlçemizde yaşayan kalp ve tansiyon hastalarını, akciğer ve astım hastalarını da hesaba katarsak çok sayıdaki merdivenleri tırmanmanın zorluğunu daha da iyi anlamış oluruz.

Çine’deki yollarımız malum. Kaldırım desek zaten yok. Kaldırım olan yerlerde de ya arabalar park etmiş ya da esnaf kendi dükkanı gibi kullanmakta. Birkaç yerdeki özürlü araba park yerlerini de özürlü olmayanlar işgal etmekteler. Adnan Menderes Bulvarı’nda ise durum daha da kötü. Kaldırımlar adeta otopark gibi.

Sonuç olarak burada Sayın İlçe Kaymakamımız ve Sayın Belediye Başkanımıza iş düşmektedir. İlçemizi yaşlılarımız, özürlülerimiz ve hasta olan vatandaşlarımızın da daha rahat ve yaşanabilir bir Çine yaratmak için daha çok çalışmamız gerekmektedir. Çine’yi köy olmaktan kurtarmamız gerekiyor.

Şunu da unutmayalım ki! Hiç kimse özürlü olmak istemez. Kimisi doğuştan genetik olarak, kimisi hastalıktan, tansiyon, kalp, diyabet, felç, beyin kanaması, kimisi de trafik veya iş kazalarından dolayı özürlü olmaktadır. Hep bugün ki gibi genç ve sağlıklı kalmayacağız. Yarın yaşlandığımızda belki de yürüyüp merdiven çıkamayacağız.

Yarının ne olacağını bilemeyiz. Onun için yaşlı, özürlü ve engellilere karşı daha duyarlı olalım. Onlarında yaşamlarını kolaylaştıralım.


Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

YORUMLAR
Necip  GÜLTEN
Necip GÜLTEN - 9 yıl Önce

kadi̇r bey çok iyi bir konuya değinmişsiniz kaleminize sağlık. yolların çok kötü olduğundan başka.insanlarda trafik kültürü de gelişmemiş altında son model araba yoldan çekilmen için durmadan kornaya basıyor yolları herkesin kullanma hakkı olduğunun farkında değil başarılar dilerim

banner472