DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Suruç Katliamı'yla ilgili yaptı açıklamada "Cumhurbaşkanı'na hakaret” suçlaması ile Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturmada ifade verdi. Beko, savunmasının ardından adliye çıkışında basına şu açıklamayı yaptı:

Bugün Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Cumhurbaşkanı'na hakaret iddiasıyla yürüttüğü bir soruşturmada savunmamızı verdik. Soruşturma, Suruç'ta 34 gencimizin yaşamını yitirdiği hain saldırının ardından, yaptığımız basın açıklamasında, saldırıdan siyaseten sorumlu olduğunu düşündüğümüz AKP iktidarı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelttiğimiz eleştiriler arasında yer alan "Faşist" nitelemesi nedeniyle, Cumhurbaşkanı'nın suç duyurusu sonucu açılmış bulunmaktadır.

Şimdi sizlere de dağıttığımız savunmamızda özetle;

20 Temmuz 2015'de Urfa'nın Suruç ilçesinde ülkemizin en büyük katliamlarından biri yaşandığını, bu yaşananların sorumluluğunun AKP iktidarı ve uzun dönem AKP iktidarının başbakanlığını yaptıktan sonra Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan olduğunu, AKP politikaları nedeniyle ülkemizin Suriye'ye, Irak'a, Yemen'e, Afganistan'a dönme tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu, AKP ve Cumhurbaşkanı'nın etnik, mezhepçi ve "Yeni-Osmanlıcılık” politikasından vazgeçmesi gerektiğini, emperyalizmin ve AKP'nin Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren bu politikalarının ülkemizi de aynı tehditle karşı karşıya getirdiğini, DİSK olarak şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da savaş, gerilim ve katliam politikalarına karşı ısrarla barışı örmeye, halkların kardeşliğini savunmaya devam edeceğimizi,  Politik, siyasi bir sıfat, tanımlama olan "faşist” kavramı ile eleştirinin bir hakaret olduğunu düşünmediğimizi, DİSK Tüzüğü'nün, bizlere faşizme, baskıya, zulme ve işkenceci tüm rejim ve dikta yönetimlerine karşı mücadele görevini verdiğini, DİSK'in ve DİSK yöneticilerinin, her koşulda faşizme karşı etkin bir mücadele verdiklerini vurguladım.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gerek Başbakanlığı, gerekse de Cumhurbaşkanlığı döneminde gerçekleştirdiği politik söylemi, icraatları kendisi gibi düşünmeyen, inanmayan ve davranmayan insanları, dini ve etnik toplulukları, siyasi partileri ve grupları, sendikaları, dernekleri ötekileştirmenin, hain, terörist ve bölücü ilan etmenin örnekleri ile dolu olduğunu,  Erdoğan'ın, yüzlerce örneği bulunan ve faşistçe nitelendirilecek icraatlarının bir çoğuna bizzat maruz kaldığımızı, Erdoğan'ın talimatıyla yasaklanan 1 Mayıs'larda, Gezi Direni'şinde yaşadıklarımızın, polis şiddeti ile yaşamını yitiren, yaralananların bunun en bariz örneği olduğunu, Bugün Erdoğan'ı eleştiren yayınların sansürlendiğini, toplatıldığını, eleştiren kişilerin gözaltına alındığını, yargılandığını,

Bütün bu örneklerin, faşizm ve faşist tanımları içine fazlasıyla sığdığını da vurguladık.

Buradan bir kez daha  kamuoyuna ilan ediyoruz, bu tür soruşturmalar bizi doğruları söylemekten, baskıcı, otoriter, anti demokratik, hukuk dışı iktidar icraatlarını eleştirmekten, bunlara karşı mücadele etmekten alıkoyamayacaktır.