banner488

Bakan Süleyman Soylu Çine’de, “Kararımız EVET”

Fotoğrafların devamı için Foto Galerisini ziyaret edin.

Bakan Süleyman Soylu Çine’de, “Kararımız EVET”
banner496

16 Nisan’da yapılacak referandum öncesi Çine’yi ziyaret eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çine’de coşkuyla karşılandı.

Çine Belediye Kültür Merkezinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu, Aydın Valisi Ömer Faruk Koçak, AK Parti Aydın Milletvekilleri Mehmet Erdem ve Mustafa Savaş, Çine İlçe Kaymakamı Özkan Demir, Çine Belediye Başkan vekili Hasan Yörük, AK Parti Aydın İl Başkanı Ömer Özmen, AK Parti Karpuzlu İlçe Başkanı Süleyman Taner Çakar, AK Parti Çine İlçe Başkanı Mehmet Tosun, AK Parti Aydın İl Kadın Kolları Başkanı Seda Sarıbaş, AK parti İlçe Kadın Kolları Başkanı Nurten Payza, AK Parti Aydın İl Gençlik Kolları Başkanı Enes Yıldırım, AK Parti Karpuzlu İlçe Gençlik Kolları Başkanı Erdoğan Ünal, Çine İlçe Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Mehmet Sezer, kurum ve kuruluş temsilcileri, STK Başkanları, muhtarlar, partililer ve vatandaşlar karşıladı. Bakan Soylu, program konuşmasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Başbakan Binali Yıldırım’ın ilçe halkına selamlarını ileterek başladı.

“Terör Operasyonlarımız Devam Edecek”

Bu güzel bereketli havada, efeler diyarında olmaktan memnuniyetini dile getiren İçişleri Bakanı Soylu, “Dün akşam Diyarbakır Lice’de yürütülen terör operasyonlarında güvenlik güçlerimizle beraberdim. Hem planladığımız operasyonun nasıl gittiğini, hem de evlatlarımızın moral seviyesinin ne olduğunu, hangi adımları attığımızı, hangi adımları atmamız gerektiğini orada gözden geçirdik. Devletimizin, milletimizin terörle mücadele konusunda ortaya koymuş olduğu kararlılık aynı hızla devam etmektedir. Bu işe daha yeni başladık Cumhurbaşkanımızın talimatı ve kararı açık ve nettir Recep Tayyip Erdoğan diyor ki ‘Bir tek terörist bu ülkede kalmayacak.’ Bundan sonra hiçbir ihanet şebekesi ülkemizin hiçbir yerinde bulanamayacak hale gelene kadar bu operasyonlarımız devam edecek. Hiç kim senin endişesi olmasın. Orada bulunan güvenlik kuvvetlerimizin içinde vatan sevgisi var bu toprakları kimseye bırakacak gözleri yok onların. Bizim siyasi anlayışımızın Ülkeyi taşımak istediği bir nokta vardır. Biz isteriz ki bu ülkede ekonomik büyüklükler çok üst seviyede gerçekleşsin. İhracatımız artsın. Paralarımız faize, enflasyona gitmesin. Kimse döviz operasyonlarıyla, ekonomik krizlerle Türkiye’yi kaybettirmesin. Biz isteriz ki bu ülkede kardeş kavgası olmasın. Sağ- Sol, Alevi ve Sünni, Türk-Kürt, dindar-laik diye birbirine düşürülmesin. Ecdadımızdan aldığımız tarih mirasımız gereği yüzlerce yıl bir arada yaşadığımız topraklardaki kardeşlerimize faydamız olsun. Etrafımızda kirli reform savaşları olması, bir takım entrikalarla siyaset yapanlar bu bölgede barışı, huzuru, kardeşliği bozacak oyunlar oynamasınlar. Kimse bize ne yapmamız gerektiğini söylemesin. Bizim siyasetimizin kavgamız aşağı yukarı hep bundan olmuştur. Maalesef Türkiye’de siyaseti tamamen halkın önceliğinden kendi önceliklerine göre dizayn etmeye çalışan bir anlayış vardır.”

“Darbe İstemiyoruz”

İslam’la, Türk’le, Müslümanla derdi olan bir anlayış 1960’dan beri bu ülkeye, millete, siyasete, geleceğimize ve topraklarımıza bedel ödetmeye çalıştıklarını söyleyen Bakan Soylu, “1971, 1980, 28 Şubat, 27 Nisan bunu gördük ve son olarak 15 Temmuz’da hep birlikte bunu gördük. Hep aynı tepeden bakan, milleti küçümseyen anlayışı gördük. Siz yapamazsınız, düşünemezsiniz, bizim verdiğimiz kadar özlük diyen, her şeye karışan, başörtüsüne karışan, ibadetine, inancına karışan, insanımıza, tarihimize sırtımızı dönmeyi isteyen bir anlayıştır. Yıllardır saydığım bütün darbelerde bunu ördük ve yaşadık. Bunların hepsi kendi anayasalarını dayattı. Kendi zihniyetlerini yazdıkları anayasalarını meşrulaştırmaya hem hukuka hem de zihinlere kazımaya çalıştılar. Türkiye yıllardır bir darbe anayasası ile yönetilmektedir. 15 Temmuz’da bir darbe girişi servis edilecekti. Artık darbe gelsin istemiyoruz, geleceğe bakmak istiyoruz, özgürlük, hürriyet istiyoruz”

“Milletin Kuralları Geçerlidir"

15 Temmuz'da TRT'de okunan bildirinin sonunda bir şey yazıyordu "yeni bir anayasa vaat ediyoruz size" hatırlatması yapan Soylu, "1960-1980 darbesinde olduğu gibi. Milletimize diyorlar ki ‘Sizin değerleriniz bizim için önemli değil, ortaya koyduğunuz kurallar, kardeşliğiniz bizim önemli değil. Bizim istediğimiz gibi, bizim kurallarımızla yaşayacaksınız.’ 15 Temmuz’da sokağa çıkanlar dediler ki ‘Hayır 1960 bu millete bu zihniyeti yaşattınız artık yeter, bundan sonra sizin kurallarınız değil, milletin kuralları geçerlidir’ dediler.

“Menderes Niçin İdam Edildi”

Bakan Soylu, demokrasi şehidi Adnan Menderes’e niçin idam ettiklerini şöyle anlattı; “Bizim birliğimizi tesis eden en önemli unsur istiklal mücadelesiydi, Kurtuluş Savaşı’ydı ve Cumhuriyetin İlan’ıydı. Çok kısa bir süre içerisinde bizi parça pincik ettiler. Hepimizin başına bir iş getirdiler. Siz İstiklal Savaşı’nı kazandınız ama bu ülkede sizin ayakta kalmanızı, Cumhuriyetle birlikte yarınlara gitmenizi istemiyoruz dediler. Çok çalıştı, köprüler, yollar, fabrikalar, tarlaları su ile traktörle buluşturdu doğru ama en önemli yaptığı iş bu ülkede on yıllardır süren kürt isyanlarından bir tanesini getiren O’dur. Aleviler bu ülkede kendilerini vatandaş gördüler. 1960 darbesi sadece siyasi iktidara ve Menderes’e yapılmadı. Bu ülkenin birliğine ve beraberliğine yapıldı. Bize verdikleri mesaj şuydu ‘Bu topraklar içerisinde birlik ve beraber yapmayacağız. Sizi birlikte, yarına omuz omuza, kardeş kardeşe yürümenizi sağlamayacağız’ dediler. Evet onlar intikam almak istiyorlardı; niçin ezanı aslıyla buluşturduğu için, bir köylünün oğlunu mühendis, mimar, profesör yapabilmek, bir köylünü kızını hakim yapabilmek için köyleri şehirlerle birleştirdi diye. Biz kime ne yaptık da; Gezi olaylarını getirdiler, rahmetli Menderes’e 1960’da reva gördükleri, rahmetli Özal’a, Demirel’e, Erbakan’a reva gördükleri iftiralarla karşı karşı bırakmak istediler. Artık biz aynı hikayeyi tekrar duymak istemiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Patron Siz Değilsiniz, Patron Millettir”

Bakan Soylu, “Bu ülke kendi istikametlerinde ve kendi hedeflerinde olmasın dediler. Bir taraftan Kanal İstanbul heyecanı Türkiye'yi sarmıştı, bir tarafta 81 ildeki üniversite heyecanı Türkiye'yi sarmıştı. Bölünmüş yollar, Marmaray, büyük projeler. Dünyanın en büyük havalimanını yapıyorduk. Bu ülkede IMF denilen boyunduruktan hepimiz kurtulmuştuk. Size ihtiyacımız yok biz kendi kendimize yarına adım atabiliriz diyorduk. Ne oldu bize sevinçlerimizi yaşatmadılar. Gezi olaylarından 1 gün önce Türkiye'nin tablosu bambaşkaydı. 5 ağaç yüzünden bu millet birbirine girecek diye hiç kimse düşünmedi. 17/25 Aralık’tan 1 gün önce Türkiye’de yine darbe ve Cumhurbaşkanlarının başına gelenler tekrarlanır diye bir iddia ortaya koymadık, düşünmedik. Bu ülkenin başına belaların, musibetlerin musallat edileceğini hiç birimiz bilmiyorduk, bunu tahmin edemedik. Bunlar hızlı giden, istikametini bulan bir Türkiye’yi zayıflatmak, yolundan döndürebilmek, ekonomik gücünü azaltabilmek, insanların moralini bozabilmek için, milletin birliğine bütünlüğünü engellemek için yaptılar. Türkiye zayıflatmaya çalışıyorlardı. Bizi terörle, anarşi ile, enflasyonla terbiye ettiler. Bir gün gazete patronları manşetleriyle beraber terbiye ettiler. Bizim öz güvenimizi alt üst edebilmek için ellerinden geleni yaptılar. Biz ayaklarımızın üzerinde durduk, zihniyet değişti. Bürokrasiyi ortadan kaldırmak için çaba sarf edildi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan dilinden şu sözleri hiç eksik etmedi ‘Ben milletimin efendisi değil ben milletime hizmetkar olmak istiyorum’ derken sözü bu sisteme kuranlara söyledi. Artık biz bu patronlardan sıyrılmak istiyoruz. Biz diyoruz ki patron bir gün Anayasa Mahkemesi olmamalıdır, patron bir gün Yargıtay, bir gün Danıştay, bir gün IMF olmamalıdır. Patron bir gün o liderlerimize, sevdiğimiz insanlara, millete boyalı basınından hakaret eden medya patronları olmamalıdır. Patron uluslararası sermaye oldu biz yöneteceğiz dediler Türkiye’yi. Şimdi millet 14 yıldır her seçimde sandığa gitti ve ‘Patron siz değilsiniz, patron millettir’ dedi.

“CHP Mevcut Anayasayı Kandil’le Beraber Savunuyor”

CHP eleştiren Bakan Soylu, “Binlerce proje ile 2071 hesabı yapan ülkeyi 15 Temmuzda Türkiye’yi bambaşka bir sabaha ittirdiler. Esnaf, sanatkar herkes ’Yarın ne olacak’ diye düşündü. 3 yıldır bir taraftan Avrupa, bir taraftan gezi, bir taraftan 25 Aralık, bir taraftan 6 -7 Ekim olayları yaşandı. Hedeflerine ulaşmak için her şeyi yaptılar, her yolu denediler. Hangi hain planı ortaya koyarsanız koyun, biz dünyanın en büyük ülkelerinden biri olacağız.  En büyük hazinelerimizden biri olan İpek Yolumuz var, onu modern İpek Yolu haline getirmeye çalışıyoruz Yıllardır yanındaki yazarçizer kadrosuyla birlikte ‘AK Parti siyaseti kutuplaştırıyor, gerginleştiriyor, çatışma siyaseti oluşturuyor’ diye bahaneler üretiyor. Onların derdi kutuplaşma değil, onların derdi gerginleştirme değil; onların derdi yıllardır yaptıkları gibi ürküterek, korkutarak milletten iktidarı almak ve ülkeyi yönetmektir. Kardeşim biz 2023 diyoruz, sen de muhalefetsin 2030 de. Biz 2053 diyoruz sen de bir öneri ortaya koy, de ki 2060. Biz 2071 diyoruz sende 2100 de kardeşim. Biz araba yapacağız diyoruz sende uzay aracı yapacağım de, biz bu ülkede uydu yapacağız diyoruz sende deki biz en büyük denizaltılarını yapacağım de. Bir şey söyle, ülkenin işi için, aşı için, geleceği, teknolojisi, yükselmesi içi bir şey söyle. Onalar diyorlar ki sen hiçbir şeye karışma, sen oy alamasan da, iktidar olamasan da biz seni iktidar yapacağız. Bende diyorum ki o gün onları söyleyenlerin borusu ötmüyor. Bugün 15 yıldır milletin borusu ötüyor. Türkiye’de 7 Haziran’da ne oldu? HDP, PKK’’nın sözcüsü olarak meclise girdi. Peki sonra ne oldu? Herkes iki elinin arasına başını aldı. Onlar tehditle aldığı oyu afrayla tafrayla istismar ettiler. Cizre’de Varto’da şımarıklık yapıp, ’Buraları bizim’ dediler. Bugün buradayım dün Mardin’de Nusaybin’deydik hadi bakalım özerklik ilan etsenize. Dertleri ne biliyor musunuz; şimdiki yeni sistemde yüzde 25 yetmiyor, 50 gerekiyor. 50 almak için adım atmak lazım. Peki Kılıçdaroğlu, mevcut anayasayı Kandil’de Karayılan ile birlikte savunuyor, bu çok net. Ben içişleri bakanıyım. Kandil’in ve PKK’nın ne dediğini 24 saat dinlemek zorundayım. Bu ülkede sabah akşam eylem ortaya koyup ‘Hayır’ çıkması için Kandil’de, PKK’da ve tüm terör örgütleri de canla başla bir mücadele ortaya koyuyorlar. CHP’li kardeşlerim Kılıçdaroğlu’na ‘Sen PKK’da ne buldun, ne buldun da biz onlarla birlikte oluyoruz’ diye sormayacaklar mı? Güney Doğu’ya gitti. Bir miting yaptı, bir tane ay yıldızlı bayrak yoktu o mitingde. Bayraksız ama onların denetimi ve gözetimi altında bir miting gerçekleştirdi. Bana bir şey söylemesinler. Derdi de şu; Tayyip Erdoğan O’na demiş ki ‘Sivas’ın ötesine geçemiyor’ Geç de zilletle geçme be kardeşim, ay yıldızlı bayrakla geç” dedi.

“Çine Demokrasi ve İnsanlığın Beşiğidir”

16 Nisan’da Yeni Sistemle bütün tezgahları bozacağız inşallah diyen Bakan Soylu, “Çine Türkiye’de farklı bir yer, bir çok kez geldim, sizlerle kucaklaşma fırsatı buldum. Bilmelisiniz ki gelmediğimiz zamanlarda da Çine’nin ve Çinelilerin burnumda kokusu ve sizin o samimiyetiniz tüter. Burası demokrasinin ve insanlığın beşiğidir. Burası güzel insanların, üreten insanların, hak hukuku bilen insanların, emeği bilen insanların, birbirlerine saygısı olanların ve en önemlisi de bu ülkenin birliğinin beraberliğinin çimentosu olan insanların merkezidir Çine. Şunu ifade etmek istiyorum buradan öyle bir gür ses ve kuvvetli ses çıkaralım ki memlekete esenlik bulsun. Buradan Ege, Karadeniz, Akdeniz, Marmara hepsi ama hepsi bu sesle berber coşsunlar. Yeşilırmak, Kızılırmak ve Menderes çayları öyle bir kendine gelsin ki sanki şarkı söyleyerek aksın, destanlar okuyarak aksın, şiirler mırıldanarak aksın. Ben memleketimi her tarafını gezdim Çineliler. Gitmediğim ilçe çok azdır, bir cennet memleketteyiz, Allah bize bağış etmiş. Biz memleketimizin kıymetini biliyoruz. Sadece benim memleketim kendini bulmasın bizler şevkat ve medeniyet elimizi, dost elimizi mazlum ve mağdurlara uzatım onlarda huzur bulsunlar. Düşmanlarımız, hasımlarımız Çine’deki bu gür sesten etkilensinler. Çine’de ve ülkemizin her noktasında bu gür sese ihtiyacımız var. 16 Nisan akşamı bu gür sesi bütün dünyaya duyuralım. 16 Nisan akşamı size selam gönderenlerden buradan sandıkları patlatarak onlara selam gönderebilecek gür bir ses çıkaralım. 16 Nisan akşamı yeni bir tarih yazmaya, sandıkları patlatmaya hazır mısınız? Çine. Salondaki katılımcılar ile birlikte Tek Vatan Tek Devlet, Tek Bayrak, Tek Millet, Kararımız EVET” diyerek sözlerini bitirdi.

Konuşmasının ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, esnafı ziyaret ederek vatandaşlarla sohbet etti.















Güncelleme Tarihi: 10 Mart 2017, 06:38

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner498

banner472