Pehlivan mesajında, “4 NİSAN 1997 tarihinde vefat eden Başbuğumuz Alparslan Türkeş Allah(c.c.)'a olan inancın, devlete olan bağlılığın, millete olan itimadın birbiriyle nasıl çatışmadan, ahenk içinde bulunacağını göstermiştir. Gençliğin, bozgunculuğa, tembelliğe, ahlâksızlığa ve cehalete karşı hep savaş halinde olmasını istemiştir. Kendi hayatında asla yılgınlığa yer olmamış, dalgalı, fırtınalı geçen ömrü boyunca, herkesin düştüğü yerde ve zamanda kalkıp yürüyebilmiştir. Türk Milliyetçileri ve Ülkücüler; Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş ’in hepimize örnek olan “temsil edici şahsiyetini” kavrayıp; mücadele ile geçen, akla, bilgiye, çalışmaya ve millet yolunda sürekli hizmet üretmeye yönelmiş hayatını örnek almıştır. Türk Milliyetçileri ve Ülkücüler; merhum Liderinden devraldığı mukaddes bir emanet olan bu kutsal davayı, bu mefkureyi kıyamete kadar yaşatmak azim ve kararlılığındadır. Türk Milliyetçileri ve Ülkücüler; bu ülkeyi karşılıksız sevmiştir. Başta aziz Başbuğu Alparslan Türkeş olmak üzere hayatını vatanı ve Türk Milleti için vakfetmiştir. Bundan sonra da böyle olmaya devam edecektir. 'Önce ülkem' diyen Türk Milliyetçileri ve Ülkücüler, ülke sorunlarını aşmanın yolunun, ihtilafları derinleştirmek, kavgaları kızıştırmak, insanlarımızı birbirine düşürmek gibi yöntemlerle bulunamayacağını; aksine, toplumda uzlaşma, hoşgörü, dayanışma ve yardımlaşmayı sağlayarak gerçekleştirilebileceğini savunmaktadır. Bu ülküleri bize kazandıran Başbuğumuz Alparslan Türkeş’tir. Bu vesile ile kalplerimizdeki yeri, gönlümüzdeki zirvesi hiç değişmeyecek olan Başbuğ'umuz merhum Alparslan Türkeş 'i ve aziz ülkü şehitlerini saygı, sevgi minnet ve rahmetle yâd ediyorum. Kabrinin nur, mekânının Cennet olmasını Cenâb-ı Allah(c.c)'tan niyaz ediyorum.Ruhu şad olsun” ifadelerini kullandı.