banner480

Çekicimiz Çine için balyoza dönüşmeli!

Abraham Maslow der ki; “Sahip olduğunuz tek alet bir çekiç ise, her türlü sorunu çivi niteliğinde görmek eğiliminde olursunuz.”

Hepinizin bildiği gibi kimileri için Çine’nin sorunları tıpkı yukarıdaki sözde tasvir edilen çividen ibarettir. İşte bu kimileri sahip olduğu çekiçle mevcut tüm soruna nüfuz edip tek darbe ve hamlede kökten bir çözüme kavuşulacağı yanılgısındadır.

Kaldı ki Çine’nin sorunu tek bir çivi olmadığı gibi, bir çekiç darbesi ile de gömülecek bir sorun değildir.

Eğer yaşadığımız bu ilçe hepimizinse ve bu ilçeye yapılacak olan her türlü yatırım geleceğimizse; mutlu, müreffeh, refah içinde güzel bir yaşam için, öncelikle söz konusu çivilerin neler olduğunu, yani sorunları iyi tespit etmemiz gerekir.

Gerçek bir yaklaşımla tespit ettiğimiz sorunlar, ne kadar büyürse büyüsün, elimize aldığımız çekici hep birlikte balyoza da dönüştürebiliriz. Sorunlar yumağı asıl, sorunu tespit etmemekten, doğru edememekten ve görmezlikten ileri gelmektedir.

En tanınmış bir hastanede en meşhur bir doktor, kendisine gelen hastanın hastalığını teşhis edemedikten sonra nasıl bir ilaç versin de tedavi edebilsin, bu mümkün müdür?

Doğru teşhis ve reçete yazılmadığı, hasta yakından takip edilmediği sürece hastalık kronikleşecek, daha da büyüyecek ve dönüşü olmayan bir yola girecektir. İşte içinde yaşadığımız hepimizce de hasta olduğu malum olan ilçemizi iyileştirmenin ve iyi etmenin tek yolu önce hastalığımızı, sorunlarımızı teşhis etmekten geçer.

Bir hastanın kalbinde sorun varken onu bypass etmeden ayağındaki kırıkla uğraşırsanız, hastayı kaybedersiniz. Diğer yandan parmağında oluşmuş bir kangreni kesip atmak yerine makyajlamaya kalkarsınız ileride elini, kolunu veya ayağını, bacağını da kaybedersiniz. Zira takma ayakla(!) futbol oynanmaz ve hastayı renkli cicili bicili elbiseler giydirerek süsleme ile iyi edemeyeceğiniz gibi bir ilçenin sorunlarını da bu yöntemlerle, parkla bahçeyle allayıp pullayıp asıl sorunu gizleyemezsiniz.

Söz konusu bir hasta varsa ki var. Tepeden tırnağa, işin içine çıkar ilişkisi, rant kavgası, siyaset, adam kayırma, yalakalık sokmadan, tamamen samimi duygularla o sorunları birer birer büyükten küçüğe tespit etmek, kısacası check up yapmak gerekmez mi?

Hepimizin geleceği dediğimiz Çine için önümüzde olan konu Çinemizin sorunlarının acil olarak dürüstçe tahlil yapılmasıdır.

Çine’nin sorunlarını tespit etmek için teknolojik pahalı aletlere, çok uzman kişilere gerek yok. Çine’nin sorunlarını yediden yetmişe herkes bilir. Hasta ilçe Çine’nin en büyük sorunu kalbindedir ve dolaşan damarlarındadır. İlçe merkezinde iyi çalışmayan, iyi atmayan kalp, gelişen vücudda ve  kiloya göre nasıl daralan damarlara yeterince kan pompalayamıyorsa, Çine’nin sokakları da aynen böyledir.

Yani Çine’nin damarlarında, sokaklarında daralma vardır. Kan yeterince pompalanamamaktadır. Hastalığın başlangıcı budur.

İşte bu yüzden o sokaklarda arapsaçına dönmüş trafik ve o trafiğin getirdiği olumsuzluklar, ilçenin kolesterolünü ve tansiyonunu yükseltmektedir.

İlçenin damarları bozuk, sanki ciğerleri sağlam mı?

Her gün hep birlikte kömür dumanını, madenlerin tozunu, araçların gazını solumaktan ciğerlerimiz de günden güne erimektedir.

Diğer yandan ilçenin omurgasını oluşturan Menderes Bulvarı sizce yeterince fıtıklar meydana getirmemiş midir?

Bu omurgadaki omurilik görevini beyne ne kadar sağlıklı bir şekilde iletebilir?

Peki, omurilik sağlam da beyin yeterince sağlıklı düşünebiliyor ve görevini yapabiliyor mu?

Kulaklarından gelen sesi duyabiliyor mu?

Gözlerinden aldığı görüntüyü izleyebiliyor mu?

Burundan aldığı kokuyu hissedebiliyor mu?

Dilden gelen tadın farkına varabiliyor mu?.. Bana göre elbette ki hayır!

Tüm bu yapının düzenini ve işleyişini kontrol eden beyin sahi ne kadar sağlıklı?

Bunu da hep birlikte görüyoruz, basından takip ediyoruz.

Bu ilçenin sorunlarını çözmek ve ilçeyi ileriye taşımakla görevli beyin takımındaki görevliler işlerini ne kadar düzgün yapmaktalar!..

Birinin ak dediğine diğeri kara, birinin küçük dediğine diğeri büyük demekte ve her gün birbirlerine ve sorunlara ilişkin laf ebeliği yapmaktan başka bildikleri de yok!

Hepsi birbiriyle yarışıyor,  “ben daha iyi yönetirim” diyor ama düşünen bir insan gibi hep birlikte nasıl daha iyi yönetebiliriz bağlamında neden buluşamıyorlar?

Bu gün A Partisi, yarın B, ertesi gün C hiç önemli değil. Önemli olan o sorunları birlikte aşarak, o sorunları sorun olmaktan çıkarmak değil midir?

Çine’nin geleceğini güzel noktalara taşımak için kimin görevli olduğu mu önemli yoksa Çine’nin ne kadar yol aldığı mı önemlidir?

Onun için bugünkü yerel iktidarı elinde bulunduranlar, yeri geldiğinde muhalefetten destek istemeli, muhalefette o desteği seve seve vermelidir.  Eğer o iktidarın çalışmaları muhalefetten aldığı desteğe rağmen kamuoyunda yeterince takdir görmüyorsa da o iktidarda bulunanlar yeri geldiğinde görevi teslim etmesini bilmelidir. Yalan dolanla, göz boyamayla ne iktidarı elinde tutanlar, ne de muhalefette kalanlar bir arpa boyu yol alamayacaktır.

Onun için herkes derhal aklını başına devşirmeli ve Çine için olmayacak iddia, söylem ve dedikodulara kulp takacaklarına bir an önce iş görecek çekice sap takmalıdırlar.

Sorun denen çiviyi bir an önce gömmek için çekice güç oluşturun. Hatta oluşturacağımız güç öyle dostane ve samimi olmalı ki, çekicimiz balyoza dönüşsün!


mariobet - marsbahis - milanobet - mobilbahis - nakitbahis

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

banner472