Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlenmişken Işıd Terör örgütünün Irakta Türkmen bölgelerine saldırmasıyla yerinden yurdundan edilen, katledilen, evleri basılan, yağmalanan Türkmen sayısı yaklaşık 500 bini buldu. Mısır’da, Filistin’de, Suriye’de, Hindistan’da insanlara gösterdiğimiz ilginin onda birini soydaşlarımızdan esirgedik Irakta bir etnik temizlik yapılıyor. Tıpkı daha önce Balkanlarda, Bulgaristan’da, Kıbrıs’ta başka yerlerde Türklere karşı Birinci Dünya Harbi’nden önce, Birinci Dünya Harbi sırasında ve sonrasında uygulanan etnik temizliğin benzeri şu an Irak’ta Türkmenlere karşı uygulanmaktadır. Türkmen varlığı Irak’ta şu an yok edilme ile karşı karşıya. Türkiye müdahale etmez ise birkaç hafta içinde artık Türkmenler dünyanın birçok ülkesine ve Irak’a dağılıp gider.
Irak Türkmenleri; “bizi asıl öldüren düşman kurşunu değil Türkiye’nin sükutudur” diyerek isyan etmektedir. Çünkü Musul ve Telafer’deki Türkmenler Bağdat’a gelip buradan göç etmektedirler. Irak’ın güneyine. Kerkük’teki Türkmenlerde peşmergenin zulmü ile Türkiye’ye gitmektedir.
Telafer, Musul, Kerkük, Tuzhurmatu, Yenice, Süleymanbeg ve Kızlarbat şehirlerinde ciddi terör odaklı gelişmeler olmaktadır. Irak Merkezi hükümet bölge üzerindeki kontrolü kaybetmiş, yönetim ya IŞİD’ın ya da Peşmerge güçlerinin eline geçmiştir. Irak Türkmenleri çaresiz, savunmasız ve sahipsiz kalmıştır. Tamamen silahsız olan Türkmen halkı şehirlerini terk etmiştir. Musul, Kerkük, Telafer ve Tuzhurmatu’da Türkmenlerin can ve mal güvenliği neredeyse kalmamıştır. Bugünkü ortamda Irak Türkmenleri büyük bir tehdit ve belirsizlikle yüz yüzedir. Kan gölüne dönen Irak’tan her gün Türkmenlerle ilgili korkunç katliam haberleri gelmektedir.
IŞİD’in Telafer’i ele geçirdiği gün, Irak polisinin 60 Türkmen’i acımasızca öldürmesi hepimizin yüreğini dağlamıştır
Hükümetin “Türkiye’nin sabrını kimse test etmeye kalkmasın” gibi içi boş sözlerle geçiştirilmeyecek kadar vahimdir. Türkmenler yıllarca hor görülmüşler, her fırsatta katliam ve sürgünle karşı karşıya gelmişler, yok edilmek istenmişlerdir. Türkmeneli sürekli mağdur ve mazlum olmuştur. Türkmenler vicdansızca, alçakça canından olurken, Sayın Başbakan suya sabuna dokunmayan açıklamalarıyla oyalanmaktadır. Oysa ki; Türkmeneli’nde yaşanan insanlıkla bağdaşmayan gelişmelerin yarısı Filistin’de olmuş olsaydı Başbakan şimdiye kıyameti koparmıştı.
1926 yılında İstanbul Anlaşmasıyla “Toprak Bütünlüğü” nün korunması şartıyla Türkmeneli’nden çekilen bizlerin, alenen işgal altında olan ve MİSAK-I MİLLİ sınırlarımız içinde bulunan bu topraklara gereken müdahaleyi acilen yapması şarttır.
Kimse görmezden gelmemelidir ki- Türkmeneli Türk’tür, Türklüğün, asla düşmeyecek, düşürülemeyecek kalesidir. Musul ve Kerkük namusumuz, TÜRKMENELİ onurumuzdur. TC Başbakanı bunu anlamaya, bunu böyle kabullenmeye mecburdur.
Uluslararası camia ve Irak Merkezi Yönetimi ile yapılacak temas ve girişimlerin zaman kaybına yol açmadan yürütülmesi ve sonuç vermesi acil bir ihtiyaçtır. AK Parti hükümeti, Türkmenlerin hak ve hukukunu teminat altına almak amacıyla Musul başta olmak üzere, Türkmeneli’nin imdat çağrısını karşılıksız bırakmamalıdır. Bu konuda Ülkü Ocaklarının başlattığı yardım kampanyası önemlidir ve desteklenmelidir. Her şartta Türkmen kardeşlerimiz kucaklamalı, onları kanlı çarktan kurtarılmalıdır. Peşmerge başı Mesud Barzani bağımsızlık ilanı, referandum ve Türkmen Yurtlarına çökmek için yol taşlarını döşemeye devam ederken Ankara’nın sessiz kalması manidardır.
Işıd terör örgütü şu anda sınırlarını, haritalarını da ilan etti Balkanlara kadar dayanan bir haritayı amaçlamaktadır.İstanbulu da istemektedir. Bu harita üzerinde İslam hilafeti kurmaya çalışıyorlar.Çünkü bu tehdit sadece Irak, Suriye veya öteki ülkeler için değil başta Türkiye olmak üzere İslam alemi içinde tehdittir. Dünya barışı içinde bir tehdittir. Herkesin Irak halkına destek olması lazımdır. Kerkük ve diğer Türkmen bölgelerinin varlığı Irak’ta sadece buradaki Türkmenler için değil, Türkiye için de, Türk dünyası için de önemlidir. Bunun ciddiye alınması gerekmektedir.
