Madde, Enerji ve Boşluk.
Ancak Einstein yaptığı araştırmalarda bir şeyi farketti, yıllar sonra bu formülü gördüğümüzde dahi onun adını anmamız gerekti.
E=mc²
Yani bu formülle Einstein bize bir evren yaratmak isterseniz 2 şeye yani sadece ENERJİ VE BOŞLUĞA ihtiyacımız olduğunu söyledi.
Dünya evrenin , insan da dünyanın bir parçasıdır. Hem özerk bir sisteme sahip hem de genel çerçevede ona uyumlu.
Dünyanın içinde, gerçek evrenin küçük bir modeli olan farklı bir evrende yaşıyoruz.Kendimize ait bir sistemde.
Ve her sistemin sahip olduğu kurallar dizini bu sistemde de var.
O zaman Einstein'in ve binlerce bilim insanının bizlere açıkladığı ve evrenin sahip olduğu bu düzenin, kendi evrenimize uygulayalım.
Dünyada bir evren kurmak istiyoruz.İhtiyacımız olan, enerji ve boşluk.
Enerji zira maddeydi ve bunu zaten ellerinde bulunduruyorlardı.
Bu dünyayı diledikleri gibi yönetebilmek için de bizim zihinlerimizdeki boşlukları, satın aldıkları ya da zaten onların tarafında oldukları için bizlere seçtirdikleri siyasetçilerin aracılığıyla; eğitim, sanat, kültür ve düşünce hayatımızı parçalayarak sağladılar.
Basın ve yayın organlarıyla düşünmemizi istedikleri düşünceleri, önyargıları, bilgileri yerleştirdiler.
Kabul etmek, harekete geçmenin ilk adımıdır.
Yıllarını Atatürk'ün resimlerine bakarak karizmaya, yakışıklılığa bak diyerek geçiren gençleri gördükçe içinde bulunduğumuz komik durumun kangrene dönüşmeye başladığını görüyorum.
29 Ekim, 10 Kasım, 23 Nisan, 30 Ağustos ve 19 Mayıs'ta sokağa çıkıp bağırdıktan sonra 360 gün milletinin nereye gittiğini bilgisayar ekranlarından sözüm ona üzülerek seyreden ve halihazırda 'vazifesine atılmış bulunanları' gördükçe kanım çekiliyor.
Televizyonda bilim, sanat, eğitimle ilgili tartışmaların siyasetçilerin sözleriyle başlayıp yine onlarla bittiğini, herkesin en küçük olayda gruplara ayrılmayı başardığını, kimsenin kendi düşüncesini açıklama gayesine girişmeden karşısındakinin görüşünü çürütmeye çalışmasını, dayak yiyen öğretmen ve doktorları, bu sebeple öğrencilerden ve hastalardan nefret etmeye başlayan öğretmen ve doktorları, bilimini açıklayamadan ateist misin diye sorular alan bilim insanlarını, siyasetçilerin açıklamalar yaparak günlerini geçirip tek bir icraatla ilgilenmeyişini, asıl sorunlarımızın aslında asıl sorunlarımız değilmiş gibi anlatılışını, bir gecede yüzbinlerce lira kazandığı için aydın addedilen insanları, birbirinin sözünü dinlemeden kesen elitleri, 2 kelimeyi biraraya getirmekten aciz insanları ve hepsinden öte bizlere nefret, kin ve sinsiliği aşılayan insanları gördükçe her gün bu kangrenin daha da kötüleştiğini görüyorum.
Geride bıraktığım 19 senedeki bilgi birikimimden, yaşadıklarımdan anladığım kadarıyla ya halimizden çok memnunuz ya bize dayattıkları şeylerin farkında olmadan yaşıyoruz ya rahatsızlık duyduğumuzu söyleyip zerre umursamıyoruz ya da bu sisteme nasıl dur diyeceğimizi bilmiyoruz.
Herkesin şunu anlaması gerek. Eğer yaşınız 50-60'a varmışsa ve yaşadığınız toplum istediğiniz, hayal ettiğiniz noktada değilse yukarıda saydığım 4 sebepten 1'ini taşıdığınız için şikayet etmeye hakkınız yoktur.
Çünkü bugün resimlerine bakarak övündüğümüz insanlar varolan durumdan şikayetçiydiler, vazifeye atıldılar ve içinde bulundukları vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmediler.Bu imkan ve şerait bazen tatlı bir yataktır, paradır, bazen yaptığınız meslektir bazen öğretmenlik, doktorluk, bilim insanlığıdır bazen işadamlığıdır, aşktır, nefrettir...
Yol mu?
Unutmayın.Dünyada bir evren yaratmak istiyorsanız 2 şeyi onların elinden almak zorundasınız.
Kafanızdaki boşlukları ve pazarladıkları enerjiyi.
Bunu başaramadığınız müddetçe dünyada hiçbir zaman bağımsız bir devlet ya da millet olmayacak.
Çünkü kapağı kopmuş, sayfaları yazılmış, karalanmış, yırtılmış, ıslanmış bir defterde yeni bir sayfa, hiçkimseye yaramayacaktır.
illegal bahis - bahis siteleri - deneme bonusu veren siteler - canlı bahis - güvenilir bahis siteleri -
