AK Parti İlçe Başkanı Mehmet Tosun, muhalefet partisi ilçe başkanının yapmış olduğu açıklamalar karşısında basın açıklaması yaparak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gösterdiği 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine daha emin adımlarla ilerleyerek, büyük ve güçlü Türkiye hedeflerine ulaşacaklarını söyledi.
İlçe Başkanı Mehmet Tosun yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Başkan Son dönemlerde yaptığı basın açıklamalarında ve sosyal medya paylaşımlarında CHP İlçe Başkanının, milletvekillerimiz, Hükümetimiz hakkında yok maskeleri düşüyor, yok ortalık yangın yeri, yok ilçeye zarar veriyorlar, yok kamuoyunu yanlış bilgilendiriyorlar, yok içi boş zavallı bir şov yapıyorlar, yok yetersiz ve aciz kaldılar gibi boyundan ve çapından büyük konuşmalar yaptığını, bilmediği derin sularda kulaç attığını, suyu bulandırdığını, ahkam kestiğini, istismar kapıları aralamaya çalıştığını, polemik üreterek, siyasi terbiyeden ve seviyeden uzaklaşarak boğazına kadar suya battığını şahit oluyoruz. Bu açıklamaların neresini düzeltsek bilemiyoruz. Hani çok bilinen bir fıkra vardır; Adamın biri kurban konusunu anlatıyormuş: Çocuğu olmayan Hz. Davut (a.s) , Allah’a dua etmiş ve ‘ Yarabbi bana bir kız çocuğu ver, onu sana kurban edeyim’ demiş. Dua tutmuş; Hz. Davut, kızının adını Ayşe koymuş. Gel zaman git zaman, çocuğun kurban edileceği zaman gelmiş. Hz. Davut kızını yatırmış, tam boğazını kesip kurban edecekken Azrail gökten bir keçiyle çıkagelmiş ve ‘Kızı bırak, al bu keçiyi kurban et’ demiş… Dinleyenlerden biri dayanamamış…’Yahu bunun neresini düzelteyim… Hz. Davut değil, Hz. İbrahim, kız değil erkek, Ayşe değil İsmail, Azrail değil Cebrail, kurban edilen de keçi değil koç olacaktı’ demiş. Fıkradaki gibi neresini düzeltelim. Mesela zeytin ve zeytinyağı konusunda ahkam kesiyor. Suriye zeytinyağından falan bahsediyor. Tam da biz ülke olarak Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekatını bunun için yaptık. Hem oluşturulmak istenen terör koridorunu bertaraf etmek, hem güneyimizden gelebilecek tehlikeleri yok etmek, hem ülkemize ekonomik yönden gelebilecek zararları bertaraf etmek, hem ülkemize gelen mültecileri güvenli bölgeler oluşturarak evlerine döndürmek, hem de ülkemiz aleyhine kurulan oyunları bozmak, ülkemizin menfaatine çıkarımlar elde etmek için oralardayız. Hala Suriyeliler maaş alıyor yalanını sallıyor sosyal medyadan. Biz en azından buralardaki Suriyelilerin nerelerde çalıştığını, çocuklarının sokaklardaki durumu içimiz sızlayarak şahit oluyoruz her gün. Aslında siz de biliyorsunuz maaş almadıklarını. Ama bu konuyu istismar etmeye devam ediyorsunuz.
“Hükümet sorumlu tutuluyor”
Hani siz hibe alarak yaptığınız ve çok övündüğünüz, seçimlerde şişelerle meydan dövdüğünüz OSB’deki zeytinyağı fabrikasıyla bütün Çine zeytin üreticisini kurtaracaktınız. Yıllarca OSB’yi eleştirdiniz. Ama fabrikalar işçi alımlarına başlayınca panik havasında fabrikalara işçi koymaya çalıyorsunuz. Zeytindeki asit oranlarının yüksekliğinden, iklim değişikliklerinin zeytine etkilerinden ,zeytin sineğinden falan bahsediyor. Neredeyse zeytinin çiçeklenme döneminde havaların soğuk gitmesinden, dolayısıyla çiçeklerin dökülmesinden hükümetimizi sorumlu tutacak. Tarımda böyle bir gerçek var. İklim şartları. Asit oranlarının yükseldiği falan da yok. Ben de bir zeytin ve zeytinyağı üreticisiyim. Akdeniz sineği meselesi daha çok narenciyenin yoğun olduğu bölgelerde sorun teşkil ediyor. Bizim bu bölge de Tarım ilçe eliyle sinek ölçümleri ve takipleri yapılıyor bilesin. Zeytinde organik tarım uygulamaları rekolteyi düşüren en büyük etkendi. Tarımda verilen desteklerin yüzde 90 ‘ı Ak Parti döneminde başlatıldı. Evet organik tarım uygulamaları da Ak Parti döneminde başlatıldı. Ama biz organik destek alıp, organik zeytinyağı yeterince üretemedik. Organik desteklemesiyle ilgili kurulan vakıflar ve ilgili odalar organik zeytinyağı alımını teşvik, yönlendirme ve öncelik getiremediği için uygulama eksik kalmış oldu. Şimdi sistem doğrudan üreticiye destek olarak değiştiriliyor. Şimdi destek Dane zeytine de getirildi. Kilo da 15 kuruş, Zeytinyağına da destek aynen devam ettiriliyor. Kilo da 80 kuruş. Bakanlığımız destekleri artırarak devam ediyor. Mesela mazot ve gübre desteği geçen yıla oranla daha da arttırıldı. Bakanlığın 2020 bütçesinin (40,3 milyar Tl) yüzde 54,5 ‘i yani 22 milyar Tl. si tarımsal desteklere ayrıldı. Belki organik desteklemeden vazgeçilme açıklaması zamanlaması eleştirisi kabul edilebilir ama o da düzeltilebilecek bir mesele. Sonra Odaların görevini yaparak yetkililere uyarılarda bulunması olağan bir durum. Uyarıları yetkililer titizlikle inceliyor ve dikkate alıyor. Aynı Oda Başkanları da sizin yaptığınız uygulamalardan, değişik konulardan ötürü defaten açıklama yaptılar, yapıyorlar. Hangilerini dikkate aldınız. Buzağı desteğinin geç yatırıldığını sanki vaktinde yatırıldığında alkışlıyormuş gibi eleştirmiş. Yine bizim dönemde başlayan arı işletme desteği ve süt analiz desteği gibi kalemler artırılırken, annelerden doğan her buzağıya destekleme ödemesi başladığını biliyor musunuz? Ayrıca Ziraat Bankası işletme kredilerinde süspansiyon desteği ile tarım ve hayvancılığın desteklendiğini de biliyor musunuz?
“Milli duruş sergilenebilmeli”
Tarım bitti türküsü söyleyip durmayın artık. Bu ülkede bilmem haberiniz var mı 2019 yılında Tarım Şurası yapıldı. Tarımla ilgili herkes fikrini ve düşüncesini orada dile getirdi. Sorunlar görüşüldü, tartışıldı. Tarımsal hasılamız 2002 yılında 37 milyar TL. iken 5 kat artarak 2018 yılı sonu itibariyle yüzde 486 artışla 216,7 milyar Tl. oldu. Son 17 yılda hayvancılık destekleri 45 kat artırıldı. Hayvan varlığımız 2002 yılında büyükbaşta 9.924.575 iken 2019 1. Dönem sonu itibariyle 18.251.326,küçük baş 2002 yılında 31.953.800 iken 2019 1. Dönem sonu itibariyle 49.816.060 adet oldu. Süt üretimiz 2002 yılında 8.408.568 ton iken 2018 sonu itibariyle 22.120.716 tona ulaştı. Çiğ süt fiyatları şuan soğut süt 2.30 Tl. ,sıcak süt 1.90 Tl. bandında. Önümüzdeki günlerde biraz daha iyileştirme yapılacak. Karkas et kesim fiyatı 32-33 TL. bandında. Kesilen her hayvana da destek ödemesi yapılıyor. Bu ülkede tarım sektörüne 10 milyar Tl. hibe veriliyor. Yine bu dönemde kişi ayırt etmeksizin TKDK ve Tarım İl Müdürlüğü Kırsal Kalkınma programı adı altında işletme kurma ve ekipman desteği adı altında yüzde 50 hibe ile birçok üreticimiz desteklendi. Yine küçük işletmelere yönelik yüzde 40 hibeli hayvan alım desteği başlatıldı. Tohum ihtiyacımızın yüzde 96 sını yerli olarak karşılıyoruz ve 86 ülkeye ihraç ediyoruz.195 ülkeye 1.690 tarım ürünü ihraç ediyoruz. Biz tarımda ihracatçı bir ülkeyiz, ithalatçı değil. Mesela yıllardır saman ithal ediyoruz diyorsunuz. Rakamları vereyim. Türkiye’nin saman üretimi 25 milyon ton’dur.15 milyon tonu hayvancılıkta kullanılır. 2019 yılında 7 bin 370 ton ihraç etmişiz.17 yılda iki defa ithalat yapılmış samanda. Bir defa 5 bin ton, bir defa da 9 bin ton. Hepsi bu. Mesele hep algı oluşturarak kötülemek, çamur atmak. Siyaset bu olmamalı. Bir defa da muhalefet tarafından alternatif ortaya konabilmeli. Bir defa milli olabilmeli. Belli konularda milli duruş sergilenebilmeli. Ama maalesef. Tarım bu kadar kötüye gitse bu rakamlar böyle olabilir mi? 2018 yılı sonu itibariyle bu ilçedeki tarım sektörüne doğrudan gelir, Dane Mısır, Zeytinyağı, yem bitkileri, organik ve iyi tarım, süt ,et, hububat, arı kolonisi, Çatak, Buzağı, anaç sığır ve sertifikalı tohum-fidan kalemlerinde toplamda 43.786.721,90 TL. lik destek sağlandı bilginiz olsun.
“Çevre konusunda ağzınızı hiç açmayın”
Açıklamalardaki neyi düzeltelim. Simit sarayının yüzde 51 ‘nin Ziraat Bankası tarafından satın alındı yalanını mı? Neymiş devletin kurumları ve fabrikaları satılmış. Size bu ilçede bir yetki verildi. CHP’ li Belediyeniz Büyükşehir yasasıyla köylerden geçen mallarının birçoğunu sattı, hatta peşkeş çekti sayın Başkan bilginiz ya da haberiniz var mı? Bir de ülkeyi yönetseniz Allah korusun. Cezaevi konusundan yola çıkarak Betondan, inşaat sektörüne verilen desteği eleştirmişler. Bu ülkenin lokomotif sektörünün inşaat olduğunu, kaç kalemi etkilediğini biliyor musunuz? Cezaevi, Toki, Hükümet Konağı vb. bütün yatırımlarda önce Belediye Başkanını ziyaret ettik sen de çok iyi biliyorsun Başkan. ya da bilmediğin konularda konuşmamalısın. Sonra çevreden bahsediyor. Ben sizin yerinizde olsam ağzımı çevre konusunda hiç açmam. Kırkışık altındaki yıllardır vahşi depolama alanı olarak kullandığınız, zaman zaman yangınlar çıkan çöplük ayıbı size yeter. Aydın Otogarının yanından geçerken burnumuzun direğini kıran o kötü kokunun ayıbı CHP li Büyükşehir Başkanınıza yeter. Menderese ve birçok akarsuyumuza arıtmadan akıtılan evsel atık suların ayıbı size yeter. Başka bir şey daha söyleyeyim. Yerel seçimler geçeli nerdeyse bir yıl oluyor. Seçimlerden önce gelen tepkiler üzerine apar topar yıktığınız, ama bir türlü yapamadığınız ,sonra da hayırsever bir vatandaşın yardımıyla yapmaya çalıştığınız, ama bir türlü bitiremediğiniz küçücük Ormaniçi köprüsünün ayıbı size yeter. Milletvekillerimizi eleştiriyorsunuz. Özellikle de Çine’li olması hasebiyle ve İlçenin kabuk bağlamış sorunlarını çözmesi hasebiyle TBMM Kit Komisyonu Başkanımız Mustafa Savaş’ı hedef alıyorsunuz. Her gün yanından geçtiğiniz Hükümet Konağı inşaatından, SGK Binasından, çözüme kavuşan (ki senin köyünü de kapsıyor) Tapularına kavuşanlardan, gelmez değdiniz sonra ilçemize kazandırılan Doğalgaz kullanıcılarından, velhasıl milletvekillerimizin ,Ak Parti’nin bu ülkeye kazandırdığı sizin de faydalandığınız bir çok hizmetten, hizmeti getirenlerden, bu hizmetler için Cumhurbaşkanımız Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ve yol arkadaşlarına hasta yatağında gece gündüz dua edenlerden utanın.
“Daha büyük ve güçlü Türkiye”
Şunu hala anlayamadınız. Tarımda üretici ve tüketici dengesini sağlamak gerekiyor. Sadece üreticiyi, sadece tüketiciyi düşünerek karalar alınmaz. Her ikisini de dengeleyerek götürmek gerekiyor. Bu bir. İki: Biz birçok alanda millileşiyoruz. Savunma sanayinde vb.. Tarımda da millileşiyoruz. Ancak çözmeye çalıştığımız konu enerji. Petrol ve Doğalgazda dışa bağımlıyız. Bu açık bütün sektörleri etkiliyor. Mesela yemdeki sorunumuz da bu. Yemin içine ilave edilen protein dıştan geliyor. Yem fiyatları zor kontrol ediliyor. İşte seçim döneminde Dolar saldırısı oldu. Yem 100 TL. sınırını bile aştı. Şimdi 70-80 TL bandında. Tabi ülkemiz içindeki spekülatörleri, stokçuları da unutmamak lazım. Patates olayında olduğu gibi. Sahi seçimlerde gezdirdiğiniz o yem çuvallarına ne oldu? İlçemizin yem sorunu çözüldü mü? Bakın ne zaman yem içine konan proteini kendimiz ürettik .O zaman işimiz daha kolay. Bunu da başaracağız. Hükümetimiz enerji meselesiyle ilgili; Güneş enerjisi, Rüzgar enerjisi, HES, Nükleer Enerji, Jeotermal Enerji vs. Petrol ve Doğalgaza alternatif enerji üretimine destek veriyor. Bu alanlarda yatırımlar yapıyor. Bunun yanında ülkemizin her köşesinde büyük yatırımlarla Petrol ve Doğalgaz araması yapılıyor. Bu alana müthiş kaynaklar aktarılıyor. Hatta bölgedeki bütün devletleri karşısına alıp Doğu Akdeniz’e sondajlar vuruluyor. Libya ile koridorlar ve anlaşmalar Akdeniz’deki bu satranç oyunun hamleleri. İnanıyorum ki çok yakında çok güzel haberler alacağız. Ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği daha güzel olacak. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın gösterdiği 2023,2053 ve 2071 hedeflerine daha emin adımlarla ilerleyip, büyük ve güçlü Türkiye hedeflerimize ulaşacağız.
Son olarak bizim sizinle hikayemiz anlatacağım fıkradaki gibi bence… Bir Ülkede yöneticinin biri belli bir kesim tarafından çok eleştiriliyormuş. Ne yapsa olmuyormuş. Kendini sevdiremiyormuş. Allah’a dua etmiş. ’Allah’ım ne yapsam olmuyor. Şu eleştirilerden kurtulmak için şu gölün üzerinden yürüyerek karşı tarafa geçeyim de şu insanların eleştirilerinden kurtulayım ve kendimi sevdireyim’ diye. Pazar günü saat 10:00 da göl kenarında buluşalım. Gölün üzerinden yürüyerek geçeceğim diye ilan etmiş. Herkes toplanmış. Adam gelmiş. Duası kabul olmuş. Bastonuyla su üzerinden yürüyerek gölün karşısına geçmiş. Herkes şaşkın. O eleştiren kesim yine demiş ki; Adam yüzme bilmiyor. Suyun üzerinden yürüyerek geçti…”