Fakat yine 21.yy itibariyle dünyamızın kabul etmiş olduğu para sistemi nedeniyle , sistemin yarattığı durum bazı devletlerin ekonomik yönden zengin olmasına, bazılarının ise yoksullukla boğuşmasına neden olmakta. Son zamanlarda da bunun en fazla afişe olmuş örneği olarak Yunanistan karşımıza çıkıyor.

     Yunanistan 25 Ocak 2015 , Pazar günü itibariyle seçimlere gitti ve terazinin solunda kalan SYRIZA , 1. Parti olarak sandıktan galip çıktı. Euro, AB , IMF gibi kavramlara karşı olan parti, kamulaştırma , yardımlaşma kavramlarına dost ve kafalarındaki plan da önce devleti sıfırlayıp ardından her şeyi yeniden inşa etmek.

     Asıl dikkatimizi çeken şeyse , kurulduğunda radikal bir görüş partisi kabul edilen bir partinin iktidara gelmesi. Toplumları incelemek istediğimizde, aslında etkiye tepkiyle karşılık veren mantıklı bir bireyle arasında pek de fazla fark bulunmadığını görürüz. Yunan toplumu artık cevapsız kalan soruları sormaktan sıkılmış ve kendisine cevap alacağına inandığı bir oluşumu başında istemiş gözüküyor. Ancak benim cevabını aradığım soru şu ki, bir toplumun , kırılma noktası olarak kabul edebileceğimiz noktası nerededir ve bu nokta aşağıya ya da yukarıya doğru oynatılabilir mi ?

     Her birey , tek ve basit bir hedefle yola çıkar. Önünü görebilmek… Hepimizin kısa ve uzun vadeli hayalleri , planları vardır. Bu hedeflere ulaşırken de bir şeyin beklentisi içinde oluruz. Önümüze hesabını yapmadığımız ya da karşı koyamayacağımız engellerin çıkmaması.

     Yüzyılın başında, ülkemizde ekonomik kriz yaşanmıştı. Bu kriz sırasında yüzbinlerce aile ekmeksiz, milyonlarca insan işsiz kalmıştı. Ülkemizde bundan sorumlu tutulan iktidarın değiştirilmesi bir çözüm olarak belirdi ve o gün iktidara gelen parti hala ülkemizin başında ve gelmelerine yol açan benzer vaatlerle hala da iktidarını korumakta.

     Politika, onlarca farklı etmenin doğru anda doğru yerde olmasıyla ve sizin de orada hazırlıklı ve en doğru biçiminizle durmanızla alakalıdır. Machiavelli’nin de ifadesiyle ‘ Çoğu zaman ‘doğru bir hükümdar’ olup olmadığınızın gerçekte önemi bile yoktur. Bir hükümdar, nasıl gözüktüğüyle ilgilenmelidir.’  Doğru ve yapabilir yani muktedir gözükmeniz kafidir…

    Seçimler, kazanan partilere verilmiş boş bir çek gibidir. Üzerine yazacağınız rakam , yazanın değerini belli edecektir. Yalnızca, çeki kalemle değil, icraatla doldurmanız gerekmektedir.