Aydın’da ve özellikle Çine’de kısır bir siyasi döngünün olduğunu fikir siyaseti değil rant siyaseti yapıldığının altını çizen Koçak, “Adnan Menderes bile şu an sağdan soldan birçok siyasilerce sürekli istismar ediliyor. Oysa Menderes, CHP’de bulunduğu yıllarda Ege Bölge Müfettişliği yapmıştı. Dün O’nu anmaktan öte karalamak için çırpınanlar bugün O’nu anma yarışı içindeler.” şeklinde konuştu.
“Samimiyetsizlik hat safhada”
Bu ülkede ADD’yi kuran Muammer Aksoy’un, İlahiyatçı Bahriye Üçok’un, Gazeteci Abdi İpekçi ve Uğur Mumcu’nun, Araştırmacı Yazar Necip Hablemitoğlu’nun sırf doğruları halka yansıtan birer aydın oldukları için türlü odaklar tarafından katledildiğini vurgulayan Koçak, “Ne yazık ki bugün onlara ve doğrularına dürüstçe sahip çıkılmıyor. Elbette duyarlılar halen var ama samimiyetsizlik hat safhada. Bahriye Üçok gibi kadın mı vardı? Ama kitap paketiyle hayatına kastettiler. Uğur Mumcu gibi doğruları dobra dobra haykıran kim kaldı? Hablemitoğlu, son kitabını tamamlayamadan suikasta kurban gitti.” dedi.
“Servetimize nasıl servet katabiliriz derdindeler”
Genel Başkanlığını Erdal İnönü’nün üstlendiği Sosyal Demokrat Parti(SODEP)’i Çine’de köylerdeki 8 arkadaşıyla 1983 yılında kurduğunu ve 1979’da CHP Çine İlçe Teşkilatı’nda Yönetim Kurulu Üyeliği görevinde de bulunduğunu belirten Koçak, “Ben SODEP’i Çine’de yapılandırmak ve ilçe binası tesis etmek için bir zerre bile maddi destek görmemiştim. Böyle bir talebim de olmadı. Bizim dönemimizdeki siyaset samimiyet ile sürdürülür ve yaşatılırdı. SODEP’i Çine’de yapılandırmak için harcadığım para ile bir ev satın alınırdı. Şimdikiler siyaset sayesinde servetimize nasıl servet katabiliriz derdindeler.” şeklinde konuştu.
“Siyasi baskılar yaşadık ama Dumanbet yılmadık”
Sırf siyasi görüşü yüzünden zamanında Çine Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü görevinden sürüldüğünü belirten Koçak, “Ben Köy Enstitüsü mezunuyum, köy çocuğuyum. Biz daima köylümüzün ve halkımızın daha aydın, çağdaş düşünebilen bireyler olabilmeleri için mücadele ettik. Hablemitoğlu, tam 20 sene Atatürk İlkeleri ve Devrim Tarihi dersi verdi üniversitede. Biz de ömrümüzü koyduk. 5 kez mahkemelerde yargılandık ve suçsuzluğumuzu kanıtladık, siyasi baskılar yaşadık ama yılmadık. Şimdilerde üstüne basa basa bir tek haykıran bile yok.” dedi.
“Bunu sorgulamamız gerekiyor”
Geçtiğimiz Eylül ayı içerisinde hayatını kaybeden Yazar Turgut Özakman’a ait ‘Şu Çılgın Türkler’ kitabının ağlamaktan daha fazla okuyamadığı sayfalarla dolu olduğunu belirten Koçak, “Gençlerimiz bu kitabı biliyor ve okudular mı? Nutuk’u okuyan ve anlayan kaç tane gencimiz var?” sorularını sorarak, “Elbette vardır fakat neden azınlıktalar. Bunu sorgulamamız gerekiyor.” dedi.
“Samimiyetle elini taşın altına koyan yok”
Çine’de bir türlü fabrikalaşmanın sağlanamadığını, gençlerin kahvehane köşelerinde çalışmak zorunda kaldığını ya da gurbete göç ettiğini de belirten Koçak, “En çok üzüldüğüm konu bu. İşsiz gençleri gördükçe içim burkuluyor. Çine’de ne yazık ki bu konular hakkında hiçbir çalışma gerçekleştirilmemiş. İstihdam sağlanabilmesi için samimiyetle elini taşın altına koyan yok.” şeklinde konuştu.
Aslen Antalya Akseki'li olan ve 1959’da Çine’ye gelerek 18 yıl Çine Merkez’de ve köylerinde görev yaptıktan sonra, emekliliğinde 25 sene boya-kırtasiye ticaretiyle uğraştığını da belirten Koçak, “Atatürk İlkokulu’nda görev yaptığım yıllarda Cumhuriyet Gazetesi’ni okula götürdüğüm için soruşturma geçirdim. Bunlar geldi geçti de şimdiki siyaseti içim almıyor. Ben 81 yaşındayım. Emekliğimde daha sonraları siyaset için zaman zaman teklif edenler olmuştu ama yanaşmak içime hiç sinmemişti.” dedi.(Murat TAN)
hüseyin amca ağzına yüreğine sağlık...