banner488

Erdoğan: Esed artık bir mevta!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan CNN International'da Christiane Amanpour'un konuğu olduğu programda Suriye, İran, Arap Baharı ile ilgili gelişmeleri değerlendirerek Türkiye'nin iç politikasına ilişkin soruları yanıtladı.

Erdoğan: Esed artık bir mevta!
banner496

Suriye'deki şiddetin sona ermesi için geç kalınıp kalınmadığının sorulması üzerine Erdoğan, Türkiye olarak çok önceden Devlet Başkanı Beşşar Esad'a gerekli uyarılarda bulunduklarını hatırlatarak, ''Geç kalındığına inanıyorum. Zamanında gerekli müdahaleler, uyarılarda bulunuldu ama tüm bunlara rağmen Esad, babasının izinde devam ediyor ve tabii Suriye'nin geleceğini de tehlikeye atıyor'' diye konuştu.
 
''Önce uçuşa yasak bölge ilan edilmeli''
Başbakan Erdoğan, güvenli ya da tampon bölge oluşturulmasına yönelik tartışmalar hatırlatılarak, bunun mümkün olup olmadığının sorulması üzerine şunları kaydetti:

''Tabii burada güvenli bir bölge veyahut ara bölge bunların yapılabilmesi için önce bir defa 'uçuşa yasak bölge' konusunun hallolması gerekir. Yani uçuşa yasak bir bölgeyi eğer halledemezseniz aşağıda yapılacak böyle bir bölge, gelecekte bir Srebrenitsa Katliamı gibi bir katliama vesile olabilir. Çünkü karşınızda gözü dönmüş bir rejim var. Ve bu uçaklarla saldırıyor. Uçaklarla saldırarak yukarıdan insanları acımasızca katlediyor, bir kıyıma uğratıyor. Böyle bir şeye teşebbüs etmek çok büyük bir risktir. Öncelikle bu, 'uçuşa yasak bölge'nin hallolması gerekir. Bu hallolduktan sonra ancak böyle bir tampon bölge veya ara bölge konusuna ancak teşebbüs edilebilir. Çünkü Türkiye'ye sığınan mülteci sayısı yüz bine yaklaşıyor. Buna nereye kadar katlanabiliriz doğrusu onun hesabını şu anda pek yapamıyorum.''
 
''Eğer ortak böyle bir adım atılırsa...''
Bu konudaki arzularının BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve geçici üyelerinin hep birlikte bu yönde bir karar alması olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Arap Birliği ile de hep birlikte böyle bir karar alalım ve ortak adımı atalım. Eğer ortak bir adım atılırsa bu çok daha süratle neticeye vardırılabilir. Şu anda da zaten Rusya da Çin de İran da bu gelişmeleri görüyor ve Beşşar'ın sonunu da görüyorlar. Çok açık söylüyorum: Beşşar artık siyasi bir mevtadır.''
Başbakan Erdoğan, Suriye'de ''er veya geç halkın kazanacağını'' söyleyerek, ''Bundan hiç şüphem yok, er veya geç olacak. Bunu görüyoruz ve şu anda gelişmeler de çok açık net bunu göstermektedir'' ifadesini kullandı.

Amanpour'un ''Türkiye'nin Suriye konusunda ABD olmaksızın harekete geçip geçmeyeceğini'' sorması üzerine Erdoğan, şunları belirtti:

''Şimdi tabii burada uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa bunları yapmamız gerekir. Yani Kosova olayı da bir nevi böyle bir olaydır. Kosova'da aynı zamanda NATO var. Yani NATO'nun burada görev alıp alamayacağı noktası çok çok önemli.''
 
BM Güvenlik Konseyi'nin tutumu
Türkiye'nin Suriye konusundaki bütün çözüm önerilerinin ABD yönetimi tarafından geri çevrildiği belirtilerek, bunun nedeninin ABD'deki yaklaşan seçimler olup olmadığı sorusu üzerine Erdoğan, ABD'nin ''bekleneni henüz veremediğini'' ifade etti.

Erdoğan, ''Ancak böyle bir katliamın karşısında sessiz de kalmıyorlar. Bu da bir reflekstir. Sessiz kalmadıklarından dolayı bizler müteşekkiriz. En azından rejimin karşısında olduklarını ifade ediyorlar. Yani biz de en azından Rusya'nın ve Çin'in de rejimin karşısında olduklarını ifade etmelerini istiyoruz'' değerlendirmesinde bulundu.
 
''Dünya bu 5 ülkenin vereceği karara bağlı''
BM Güvenlik Konseyi'nin yapısı ile ilgili soru üzerine de Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi'nin bugünkü yapısıyla dünyada barışa hizmet verilemeyeceğini belirterek, şunları söyledi:

''Ben Rusya yönetimiyle bu konuda görüştüm, Çin yönetimiyle de görüştüm ama Betvole tüm görüşmelere rağmen ne yazık ki beklenen müdahale yapılmadı ve bu iki ülke veto kararı kullandığı için görüldüğü gibi maalesef beklenen müdahaleyi, insanlık adına barış adına yapamıyoruz. Suriye'de her gün yüzlerce kişi öldürülüyor. Ben bunu Sayın Putin'den de rica ettim, aynı şekilde Çin Devlet Başkanı'ndan da rica ettim ve kendileri aslında tasvip etmediklerini söylemelerine rağmen bu sürece Dışişleri Bakanımın katıldığı BM Güvenlik Konseyi'nde yine destek vermediler.''
 
İran'ın nükleer enerji dosyası
İran'ın nükleer enerji dosyası ile ilgili soruya karşılık da Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Şu ana kadar İran'la ilgili nükleer silah noktasında yapılmış kesin bir hesap yok. Bu konuda dini lider Sayın Hamaney'le görüştüm, Cumhurbaşkanı'yla görüştüm. Sayın Hamaney, 'Bizim dinimiz insanlığın katline vesile olacak böyle bir kitle imha silahına müsaade etmez' dedi.''
 
''İsrail'in İran'a saldırma ihtimali yok denecek derecede''
Başbakan Erdoğan, ''İsrail'in, nükleer programı nedeniyle İran'a saldıracağını düşünüyor musunuz?'' sorusunu şöyle yanıtladı:

''İsrail'in İran'a saldırısını, hemen hemen yok denecek derecede bir ihtimal olarak görüyorum. Çünkü o, bölgede aslında bir kıyamet olur ve İsrail için de çok acı bir son olabilir. Çünkü tablo o zaman süratle çok farklı bir şekilde değişir. Şu anda yapılanları ben sadece, İran'ın İsrail'e söylediği bazı doğru olmayan yanlış ifadeler, yani şık olmayan ifadeler olarak gördüğüm gibi, İsrail'in de İran'a karşı şık olmayan ifadeleri olarak görüyorum. İran, İsrail için ne kadar ağır ifadeler kullanıyorsa İsrail de İran için o denli ağır ifadeler kullanıyor. Bu ne derece uygulamaya geçer veya geçmez, ben bunu doğrusu pek Bahis siteleri kabul edilebilir bulmuyorum ve böyle bir şeyi de görmek istemiyoruz. Çünkü bölgenin barışa, huzura ihtiyacı var. Ortadoğu çok acı çekti, çok bedel ödedi. Yeni bedeller ödememesi lazım.''
Suriye söz konusu olduğunda Türkiye'ye yönelik en büyük tehlikenin ne olduğuna dair düşüncesinin sorulması üzerine Erdoğan, ''En büyük tehlike sadece Türkiye için değil, tüm bölge için kitle imha silahlarının kullanılmasıdır. Bunu rejim ağzından kaçırmıştır. Böyle bir adım atıldığı anda şüphesiz ki sadece Türkiye olarak bizler değil, bölgede buna karşı değerlendirme, durum çok değişir. En büyük endişem budur'' ifadesini kullandı.
 
"Kim öle kim kala"
Erdoğan, Cumhurbaşkanı olmayı isteyip istemediğinin sorulması üzerine, ''Bugüne kadar cumhurbaşkanını millet seçmiyordu, parlamentoda seçiliyordu. Şimdi ise ilk defa millet seçecek. Millet seçiyorsa bu kim olursa olsun milletin iradesine saygı duymak demokrasinin gereği değil mi?'' dedi.
Cumhurbaşkanlığı için aday olup olmayacağı sorulduğunda Erdoğan, ''Önümüzde iki yıl var. Kim öle kim kala. Ne gelir, ne gider bunu bilemeyiz. İki yılda çok şey değişebilir. Bunu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacağı seneye bırakalım. O zaman orada birçok şey netleşir, bunları konuşuruz. Yine burada program yapabiliriz'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı adaylığı ihtimalinin olup olmadığını sorusuna ise ''Olabilir tabii'' yanıtını verdi.
 
"9'u basın kartı sahibi"
Erdoğan, tutuklu gazeteciler konusundaki eleştirilerin hatırlatılması üzerine, şöyle konuştu:
''Haber kaynaklarınızı bilmiyorum ancak ben şiir okumaktan dolayı cezaevine girmiş birisiyim. Bu işin ne olduğunu iyi bilirim. Şu anda basın mensubu olarak içeride olduğu söylenen kişi sayısı 80'dir. Ancak bu 80 kişinin içinde 9'u sarı basın kartı sahibidir. Yani gerçek gazeteci burada 9 kişidir. Diğerleri ise terör örgütü ile ilişkili olan ve kaçak ruhsat, silah taşıyan, bu tür eylemlere karışmış olan tiplerdir. Bunlar basın mensubu değildir. Sarı basın kartı sahibi olan sadece 9 kişidir. Bu veriler, tamamen Adalet Bakanlığımızın rakamlarıdır. Diğer, sizlere söylenenler, aktarılanlar sadece iktidarımızı karalamaya yönelik atılmış adımlardır.''

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner498

banner472