banner488

CHP’li Şahin, “Dünya Çiftçiler Günü”

CHP’li Şahin, “Dünya Çiftçiler Günü”
banner269

Cumhuriyet Halk Partisi Çine İlçe Teşkilat Başkanı Tayfun Şahin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü ile ilgili, çiftçinin her geçen gün bitme noktasına getirildiği konusunda hükümeti eleştiren basın açıklaması yaptı.

Cumhuriyet Halk Partisi Çine İlçe Teşkilat Başkanı Tayfun Şahin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü ile ilgili basın açıklaması yaparak; “Ataürk’ün ‘’Eğer milletimizin büyük çoğunluğu çiftçi olmasaydı, biz bu gün dünya üzerinde olmayacaktık." sözünü beynimize çakarak, bir an evvel çiftçimizin efendiliği geri verilmelidir” şeklinde ifade etti.

CHP İlçe Başkanı Şahin açıklamasında şu şekilde; Her tarafından verim, bereket fışkıran memleketimizde, sen gidip ekip biçmek için tohumu bir çöl ülkesi olan İsrail'den alırsan, alış veriş için bir markete gittiğinde; mercimeğin Kanada, pirincin Rusya, elmanın İtalya, sarmısağın Çin menşeili olduğunu görüyorsan ithalatçı Türkiye'de tarımın çökme noktasını çoktan geçtiğini anlamak varılabilecek en doğru sonuçtur.

Amerikalı küresel emperyalist Rockefeller’in "Dünyayı yönetecek güç elinde tarımı tutmak zorunda. Önümüzdeki yüzyıl, tarımı kontrol edenlerin olacaktır." sözü durumun önemini açıkça ortaya koymaktadır. Emperyalistlerin, azgelişmiş ülkelerde tarıma yönelik politikalarının en birinci hedefi, o ülkeye uygun geleneksel yapılan tarımı çökerterek uluslararası tarım tekellerine bağımlı hale getirmek ve ülkedeki tarım sektörünü uluslararası tekellerin en çok kâr edeceği şekilde yönlendirmektir.

Türkiye de sömürgecilerin ve işbirlikçilerinin hedefindedir. Ülkemizin ekonomik yapısının bozdurulmasından sonra çiftçi sayısı hızla azalmış, özellikle genç nesil yorucu ve zor bir meslek olan çiftçilik para kazanamayınca toprağı bırakıp şehirlere göç etmiştir. Ülkemizin büyüyebilmesi için önce tarım şarttır! Tohumların genetiğiyle oynanıyor. Düşünsenize adam gibi karpuz yemeyeli 15 yıl olmuştur. Ama maalesef bu sömürgecilerin ülkemizi deney faresi yapmalarına, hemen hemen her alana “millilik” bayrağını dikerek halkımızı uyutarak esas sorunu örtmeyi başaran AKP iktidarında göz yumulmuştur.

Çine’de tarlaların ekimine başlanacak, daha dakika bir, gübreye bir haftada 3 kez zam yapılıyor. Çiftçinin ana gücü sayılabilecek Tarım Kredi Kooperatiflerinde 2 aydan fazladır gübre yok. Üstelik piyasadan daha pahalı. Çiftçi alet edevatının bakımını, tamirini yaptıracak ama sanayi sitesindeki esnaf hangi akla uyulduysa pandemiden dolayı kapanmaya yollanmış. Tarım ilaçlarına yüzde yüz zam gelmiş. Mazotu sorma gitsin.

Dünyanın başına bela olan susuzluk sorunu gelmiş kapıya dayanmış. Ovanın sulamasını Çine’den alıp Koçarlı’daki memur müdüre teslim edenler, sözüm ona baştan çiftçiyi uyarıp bu sezon dört defa su vereceklerini söyleyip sonra bunu ikiye düşürüverdiler. Toprağa düşecek ilk tav suyundan bu yıla kadar ücret alınmıyordu. Beklenen müjde hızlı gelerek tav suyundan dönüm başı 45 Tl. ücret alınacağı, üstelik peşin yatırılırsa faydalanılacağı açıklandı. Çiftçi çaresizlik içinde su kaynaklarının bitmesine sebep olan sondajlardan çakmak zorunda kaldı. Buna karşı çıkamayacaklarını anlayan yetkililer bir yıllığına sondaj çakma izni verdiler. Ovada mantar gibi sondajlar çoğalmaya başladı. Bir sondajın ortalama maliyeti 30 bin lira. Tahminen bu yıl tüketilecek olan yeraltı suyundan sonra önümüzdeki sezon sondajlarda yasaklanacaktır. Sondaj suyunu kullanırken önemli bir gider olan pahalı elektrik parasını ödeyen çiftçi, bu yetmezmiş gibi kullanacağı su karşılığında sulama birliğine dönüm başı 17 Tl. ücret ödeyecek. Sulama birliği ne hizmeti verdi de bu ücreti alma cüreti gösteriyor? İş bunla da bitmiyor, ana malzeme olan sulama hortumu da lazım. Geçen yıl kilosu 15 Tl. olan sulama hortumu bu yıl 27 Tl. oluvermiş. Sen çiftçiye değer vermezsen, 1,5 liraya alması gereken mazotu 6.5 Tl. yaparsan, su kullanmak için vurduğu sondaj kuyusuna bile sayaç takarsan, çiftçi ne yapsın ki? Çiftçinin sesi soluğu olacak olan Ziraat Odası siyasi yandaş olarak dilini ameliyatla aldırmış olacak ki seslerini duyana hak getire. Çiftçi kaderine terk edilmiş, sahip çıkması gerekenler iş icabı koltuklarında bayram mesajı yayınlıyorlar sadece. Gelecek nesilleri daha vahim tablo bekliyor. Gerçek şu ki tarım biterse bizde biteriz! İş işten geçtikten sonra müteahhitlere ödeme garantili hastanelerin, otoyolların suyunda taş kaynatıp, köprü ayağında içersiniz artık hem 'boğazına da' iyi gelir!...

Çağın gerçek liderimiz Mustafa Kemal Ataürk’ün ‘’Eğer milletimizin büyük çoğunluğu çiftçi olmasaydı, biz bu gün dünya üzerinde olmayacaktık." sözünü beynimize çakarak, bir an evvel çiftçimizin efendiliği geri verilmelidir. Çiftçilerin mazotu en ucuza aldığı, tohumun en yerlisini en yerli toprağa ektiği, sınırsızca ekip biçme yaptığı, borçlarının silindiği ve rahat bir nefes aldığı, kurduğu üretici kooperatifleri ile ihracata kafa tuttuğu Dünya Çiftçiler gününü kutlamak umuduyla yaşıyoruz. Yoksa bu günün adı çok yakında ırgatlar günü olarak değişirse de hiç şaşırmayacağız!...

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner472