Sağlıklı, huzurlu, sosyal ve çağdaş bir kentte insanca yaşamak için belediyenin üstlendiği misyon kadar bu makamı idare edecek başkan ve meclis üyelerinin de niteliği çok önemlidir.
İyi bir belediye başkanı sağlam karakterli, azimli ve dürüst, haktan ve adaletten yana olmalıdır.
Eğitimli ve olayları doğru analiz edebilecek analitik bir zekaya sahip olmalıdır. Mazlumu korumasını, ezeni, huzur kaçıranı kınamasını yeri geldiğinde cezalandırmasını bilmelidir.
Ayrımcılık ve kayırmacılık gibi ucuz politikadan uzak, şeffaf ve de cesur olmalı, yaptığı veya yapacağı işleri ortaya koyup övünerek buralardan çıkışla kendine rant sağlamak yerine, gözü sürekli ilerde olmalı ve halkının ruhuna yakışır davranmalıdır.
Halkın menfaatine bile olsa asla yasa dışı işlere girişmemeli, hukuktan ve adaletten ayrılmamalıdır.
Belediyenin her kuruşunu, ‘tüyü bitmeyen yetimin hakkı’dır deyip çarçur etmemeli, lüzumsuz ve sonu hüsranla bitecek işlere tenezzül etmemelidir.
Kendisinin sevilmesini, sayılmasını, takdir edilerek anılmasını isteyen bir başkan her konuda hukuki, siyasi, ahlaki ve idari yönden teraziyi denk tutmalı, birilerinin gölgesinde serinleyerek dinlenmeden, yeri geldiğinde, kendini güneşin, ateşin bağrına atabilmelidir.
Belediye Başkanı, halkının hem başkanı, hem lideri, hem aynasıdır. Bunu asla unutmamalıdır. Belediyeyi ve bu toplumu birilerinin çıkarı için yönetmemelidir.
Belediye Başkanı icraatlarını sürekli gözden geçirmeli, sağ duyusunu kullanarak sentezleyip ona göre kararlar almalıdır.
Asla ve asla unutmayacağı tek ve en önemli şey; “Yasaları çiğnemek” olur. Bir kez çiğnense ve hukukun dışına çıkarsa eğer, vatandaşın bin kez çiğneyeceğini, yeri geldiğinde kendisinin ve belediyenin de sözü geçmeyeceğini unutmamalıdır.
Belediye Başkanı adayları ve Başkanlar da aranacak nitelikler bu şekilde uzar gider. Tabi burada şunu da unutmamak gerekir ve zaten asıl olan odur: Belediyeleri sadece Belediye Başkanları değil asıl Belediye Meclis üyeleri yönetir. Belediye Başkanı meclisin aldığı kararları uygulamaya koyan icraatın temsilcisidir. Her ne kadar yıllardır süregelen anlayışla meclis üyeleri Belediye Başkanı’nın güdümünde ve kontrolünde gibi görünse de doğru olan bu değildir. Belediye Başkanı’nı ayrı olarak halk seçer ama Belediye’nin idaresi ve ilçenin geleceği konusunda sorumlu olan Belediye meclis üyeleridir. Belediye Başkanı meclisin aldığı kararları yanlış ve eksik uygularsa sorumluluk altına girer.
Belediyecilik alanındaki demokrasi anlayışını daha fazla sorgulamadan asıl konuya geçmek istiyorum. Hepimizin bildiği gibi 1 yıl gibi kısa gibi bir zaman kaldı. Yerel siyasetin genel siyasetin önüne geçtiği bu günlerde Belediye Başkan aday adaylarının kimler olacağı tartışılmaya başlandı. Siyasi kulislerin gündeminde sadece bu konu var. Kim hangi partiden aday adayı, hangi parti kimi aday gösterecek, en şanslı aday kim vs. soruları kulislerin öncelikli sorusu.
Her seçim döneminde olduğu gibi bu yılda epeyce bir Belediye Başkan adayımız var, en azından kendileri adaylığını açıklamasalar da potansiyel aday oldukları için isimleri geçiyor veya değişik ağızlarla bir şekilde nabız yokluyorlar.
Onca mevcut bilinen aday adayının yanı sıra yenilerinin çıkması da elbette ki mümkün. Bunda bir gariplik yok. Ancak bana göre ilginç olan bir konu var ki, her partinin kulisinde yukarıdaki saydığımız niteliklere uygun kim olabilir sorusundan ziyade, kimin sülalesi ve çevresi çok geniş, kimin parası daha çok, kiminle seçimi alabiliriz kaygısı içinde olduklarını üzülerek görüyorum.
Çine’nin sorunları ve geleceği adeta bir kenara itilmiş, ‘bizim parti kazanırsa ne tür çözümler üretebiliriz’ fikirlerinden uzak sadece oy ve koltuk hesabı yapmaktadırlar. Yıllardır yaşıyor ve görüyoruz ki bu tür hesaplarla aday yapılan siyasetçiler yeri geldiğinde sözde iş, aş ve gelecek vaadi, yeri geldiğinde de para, şeker, un dağıtarak seçildiklerinde halkın yönetimden beklentisini yerine getirememiş, hizmette adil olunamamış ve hizmetler yeterli olmamıştır. O yüzden Çine’nin sorunları yıllar boyunca hep aynı sorun olarak kalmıştır.
Sağduyulu herkes iyi bilir ki oyunu satan kitlelerin her seçim döneminde artış gösterdiği bir ilçede doğru bir yönetimden söz edilemez. Aynı şekilde de beş yıllık görev süresi boyunca alacağı maaşının beş on kat fazlasını bir seçim için harcayan bir Belediye Başkanı’nın adil ve dürüst olacağı ne kadar inandırıcı olabilir.
Eğer Çine’nin sorunlarını hep birlikte çözeceksek gerçekçi olmalıyız. Seçenler ve bu göreve talip olanlar dersini çok iyi çalışmalıdırlar. Öncelikle adaylar talip olduğu birimin görev ve yetkilerini, en azından yerel kanunları, siyaseti ve bürokrasiyi çok iyi bilmeli, ilçenin sorunlarını yerinde tespit edip bu sorunların çözümü için çare olacak projeleri ortaya koyabilmelidir.
İşte tüm bu gerçekleri göz önünde bulundurarak önümüzdeki seçimlere hazırlanmalıyız. Yoksa sen ben, bizim oğlan edebiyatı yaparak seçim arifesini el öpme bayramına dönüştürürsek Çine’nin gençleri ve çocukları yıllar sonra da Çine’nin komşu ilçelerini örnek gösterip biz niye gelişip kalkınamıyoruz edebiyatı parçalayacaklardır.
“Bir yerlerde küçük adamların büyük gölgesi oluşuyorsa” ve ‘birileri o büyük gölgede serinlemeye çalışıyorsa’ o memlekette güneş batıyor demektir. “
kalebet - klasbahis - kolaybet - liderbahis - makrobet
