banner480

İnsan Doğası

 

Bu yazımda, bildiklerimizi irdeleyerek, tarih boyunca değişim göstermiş, yeri geldiğinde uyum sağlamış, yeri geldiğinde de uyum sağlatmış olan insan davranışları üzerine bazı düşüncelerimi ifade etmeyi amaçlıyorum.

İktisat pek çok kitapta insanların malları üretmek ve bunları tüketmek üzere toplumun çeşitli üyelerine dağıtmak için kıt veya sınırlı istihsal kaynaklarının (toprak, işgücü, makina gibi sermaye malları) ne şekilde kullanıldıklarını inceleyen bir bilim dalı olarak isimlendirilir.

İnsanlığın erken dönemlerinde, mal takası üzerine kurulu bir düzen işlemekteydi. Yerlere, zamanlara göre değişen malların değerleri nazarında takaslar yapılırdı. Bunu sonraki süreçlerde değerli madenlerin kullanımı ve günümüz dünyasında paranın kullanımı takip etti. Fakat özellikle 2.Dünya Savaşı sonrası büyük bir gelişme kaydeden ve bu gelişme ışığında daha öncesinde hiçkimsenin tahmin dahi edemeyeceği yeniliklere yol açan bir olgu hayatlarımıza girdi.

Teknoloji…

Ay’a gidiş, Mars’a, Venüs’e , gezegenlere, evrene yönelik çalışmalar, birer bilim-kurgu filmi gibi bizleri maceradan maceraya götürdü. Bilimin ilerleyişi kaçınılmaz bir şekilde ilerlemekteydi ve ilerleyiş insanlara geniş hayalgücü, yaşama şevki olarak geri dönmekteydi. Ta ki 2000’li yıllara kadar. Tarihi bu noktada ayırmak istersek, 2000’li yıllarda teknoloji, (Aristoteles’e taş atarcasına ) gözünü, gökyüzünden yeryüzüne çevirdi.

Teknolojiyi insanlar için geliştirmek daha iyi sonuçlar vermekteydi, en azından daha iyi bir getirisi vardı. Yazımın girişinde iktisat bilimini tanımlamıştık ve bu noktada yazımızın başlığını ; iki ipi birbirine düğümleyip , doğamızdaki ahlak üzerinde konuşmak istiyorum.

Varolan sistemimiz, kıtlık kanunu denen bir varsayım üzerine işler. Bu varsayıma göre, parayla satılamayacak şeyler dışında ( hava gibi ) her şey kıttır ve bunların düzenli dağılması gerekir. Bu dağılma sırasında bu kanundan ötürü Afrika aç yatarken, Amerika obeziteyle savaşır. Terazi toplamda hep 1 kiloyu gösterir ama terazinin 7 kanadından birisi 10 gramı gösterirken diğerleri 100, 500 ‘ü gösterebilmektedir.

Her canlı-cansız varlığın bir yörüngesi vardır. Bu yörünge onun bünyesi, kaldırabilecekleri, öğrendikleri gibi şeylerle genişler ya da daralır. Bu yörünge çerçevesindeki uyumu neticesinde varlık başarıya ulaşır.

İçinde yaşadığımız toplumların yörüngeleri, bizleri umursamaz, gerçeklerden yüz çeviren canlılar yapmak zorundadır zira başka şansı yoktur.  Aksi durumu zorlamanız halinde ahlakınızla ve kendinizle savaşmak zorunda kalırsınız ve bu savaş kendinize dair bir savaş olduğu için mutlaktır ki kaybedersiniz.

Değerli Hanım ve Beyefendiler,

Dünyamız, elimizdeki en değerli varlığımızdır. Bize sunduğu imkanlar, bizden beklediği davranışlar vardır. Bu davranışları şu an için bizlere kabul ettirecek organ, kendi yarattığımız bir kurum olarak siyasettir. Bu da yörüngelerin bir diğer yönünden kaynaklanır dostlarım.

Hepsi birer kısır döngülerdir. Siyasetin ne kadar gereksiz , bilimin ve ahlakın ne kadar değerli olduğunu bizlere yine siyaset gösterecektir.

Zira kısır döngüleri kırmak, yalnızca döngülerin bizatihi içinden gerçekleşen bir durumdur. 

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

banner472