banner488

5 Haziran Dünya Çevre Günü Basın Açıklaması

5 Haziran Dünya Çevre Günü Basın Açıklaması
banner496

5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle Çine Hükümet Meydanında basın açıklaması yapıldı.

Çine Yaşam Platformu tarafından Çine Hükümet Meydanında gerçekleştirilen basın açıklamasında Tema Vakfı Çine Temsilciliği, Eğitim İş Çine Temsilciliği ve Çine Engelliler Derneği üyeleri katıldı.

Çine Yaşam Platformu Üyesi aynı zamanda Eğitim İş Çine Temsilcisi Alp Özerdem basın açıklamasında; “Ancak çevrenin korunması konusunda dünya çapında farkındalık yaratılması ve eylemde bulunulması amacıyla ilan edilen “Dünya Çevre Günü” çevrenin bir güne indirgendiği, Göstermelik Kutlamaların yapıldığı bir gün değildir. Yaşam Bizim, Doğa Bizim. Sözümüz Var! Diyoruz. Tarihi sit alanı ve doğal sit alanlarından tarımsal sit alanlarına, vadilerden meralara, ormanlardan sulak alanlara, yeraltı sularından denizlere, nehirlere ve derelere, canlıların ve insanların ortak yaşam alanlarına kadar madencilik ve enerji şirketleri ile nükleer, termik santraller, HES, JES ve taş ocakları için parsel parsel sermayeye ve yandaş şirketlere peşkeş çekilen, canlılara neredeyse yaşam alanı bırakılmayacak hale getirilen Türkiye doğasının bu akıldışılık ve gözü dönmüşlük durumu karşısında tepkisiz ve sessiz kalmamız beklenemez. Yeni bir 5 Haziran’a ülkemiz, Aydın ilimiz ve Çine ilçemiz ise artarak devam eden çevre sorunları ve yaşam savunucularının üstlendiği çevre mücadelesi ile girdi.Çevre ve Şehircilik Bakanlığının her geçen gün yenisini ilan ettiği çevresel etki değerlendirme (ÇED) kararları ile birlikte, taş ocakları, madenler, termik, jeotermal, rüzgar, hidroelektrik, biyogaz santralleri ve balık çiftlikleri projeleri, tarım alanlarının sanayileşmeye ve yapılaşmaya açılması, SİT derecelerinin düşürülmesi doğanın talanını arttırıyor. Bu talan ve kirlenmenin son resmini Marmara denizinde yaşanan müsilaj oluşumunda görüyoruz. T.C.Anayasası 56.Maddesinde; “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir.” yazar. Bizler, ÇİYAP (Çine Yaşam Platformu) olarak, Anayasa’nın ilgili maddesinden doğan hak ve görevimizi yerine getirmeye devam edeceğimizi önemle belirtmek isteriz. Cevreyi tahrip etmeye devam eden kapitalist zihniyet yaşam alanlarını, geleceğimizi hiçe sayarak yatırımlar yapıyor; doğayı salt bir rant alanı olarak görüyor ve etik tanımayan bir anlayışla hareket ediyorlar. Onlar için önemli olan yalnızca kâr etmektir. Öte yandan yasalarda ve yönetmeliklerde yapılan değişikliklerle, doğayı tarumar eden şirketlerin önlerinin açıldığını görüyoruz. Acilen yasal düzenlemelerin çevre talanını önleyecek şekilde değiştirilmesi, rant odaklı değil, yaşamı koruyucu yasalar çıkarılması gerekmektedir.

İlçemiz Çine’de de maden işletmelerinin yaşam alanlarının içinde olması nedeniyle,bunların özellikle geceleri sabaha karşı havaya bıraktıkları silisli maden (kuvars) tozları havamızı,suyumuzu,toprağımızı kirletmektedir.Ayrıca bu işletmelerin açık alanda istiflediği yığınlardan en ufak bir esintide bile çevreye bu toz bulutu yayılmakta, bu toz ilçe merkezine kadar ulaşmaktadır.Bunu başta Çaltı,Yolboyu ve Yağcılar halkı ve tüm Çine insanı solumakta ve ciğerlerine çekmektedir.Çine halkını ve özellikle bu mahalle insanlarını,bu mahallelerin oy verip seçtiği muhtarları ve yerel yöneticileri artık bu duruma itiraz etmeye çağırıyoruz.Onlardan bir açıklama bekliyoruz. Bu toz,astım,bronşit ve kansere kadar varan akciğer ve solunum hastalıklarına sebep olmaktadır. Meralara,bahçelere konan bu toz,buralardan beslenen hayvanlara geçmektedir.Ne yazık ki Çine halkı,göz boyamalarla,ekmek veriyoruz edebiyatıyla ve yerel yöneticilerin maden patronlarıyla olan sosyal ve ekonomik ilişkileri sebebiyle kandırılmaktadır.İşçiye ekmeği kimse bedavaya vermiyor,işçi sağlığını riske atıp o tozda emeğiyle çalışıyor ve patrona ekmek değil kuş sütü eksik sofralar veriyor. Bizler madenciliğin,lüks ihtiyaçlar,sonu gelmez teknoloji çılgınlığı ve birileri zengin olsun diye değil,sadece ülkenin zaruri ihtiyaçları için,devlet eliyle,modern şekilde,doğaya ve çevreye mümkün olan en az tahribatla yapılmasını savunuyoruz. Yasalara aykırı şekilde yaşam alanları içinde olan,zeytin yasasını çiğneyen bu işletmeler derhal uygun alanlara taşınmalıdır,Sürekli olarak, göstermelik değil ciddi şekilde denetlenmelidir.Tüm yetkilileri, ilçe belediyemizi gerekli çalışmaları yapmaya çağırıyoruz. Artık birkaç patron değil Çine insanı ve doğası korunmalıdır.Çine’de özellikle tarıma dayalı farklı istihdam alanları açılması için acil çalışmalar yapılmalıdır. Madenlerin atık suları dereleri kirletmekte,Özellikle Gökbel ve Madran Dağında yapılan vahşi madencilikle doğa tahrip edilmektedir. Bazı ocaklar ruhsatsız çalıştırılmaktadır.Ocaklardaki patlatmalarla, su kaynaklarının yer değiştirerek kuruması ile o alandaki binlerce yıllık ekolojik denge bozulmakta,sudan faydalanan başta insan olmak üzere tüm canlılar zarar görmektedir. Yakın zamanda Çine’nin zenginliği Madran suyu belki de tükenecektir.Patlatmalar yaşam alanlarının dibine kadar girmiş,insanların canını malını tehdit etmektedir.Usulsüz kaçak ağaç kesimleri olmakta,kesilen ağaçlar toprağa gömülmektedir. Maden işletmelerinde beş bin civarında insanımız çalışmaktadır.Özellikle değirmenlerin olduğu tesislerde çalışan işçiler,tozlu ortamdan dolayı ölüme kadar götüren silikozis (kısaca ciğerde kum) hastalığına yakalanmaktadır.Beş altı yıldan fazla çalışan işçilerin bir çoğunda az ya da çok bu hastalık görülmektedir.Silikozis hastalığı sebebi ile geçen yıl Sedat Kara,bu yıl da Halil özen arkadaşımızı toprağa verdik.İş cinayetinde ise Taner Çulhaoğlu’nu kaybettik.Son bir yıldır belki de bilmediğimiz birkaç vefat daha yaşanmıştır. İşçilere yılda bir ciğer filimleri çektirilir. Sonuçları önce patrona gider.Ciğerlerinde sorun görülen işçi,fazla tazminat almaması için bir bahaneyle kapı önüne konur.Bu işçi aylarca ekonomik sıkıntılarla boğuşur.Sonunda bir iş bulur ve sağlık raporu vermesi gerekir.İşçi,silikozis hastası olduğunu bu film ile belki de bir yıl,iki yıl sonra öğrenir.Yani tedavidsi de gecikmiştir.Geri kalan ömrünü nefes almakta zorlanarak,hasta geçirir.Her işi yapamaz,bazen de ciğerler iflas eder ve acı son yaşanır.Madenden ayrılalı beş-on sene olduğu için çoğu işçi farklı solunum hastalıkları yaşarken sebebinin maden geçmişi olduğunu bile unutur,ya da çevresince ardından koahtan,akciğer kanserinden vefat etti diye konuşulur.Ama sebebi maden tozlarını solumasından kaynaklı Silikozis hastalığıdır. Maden işletmelerinde tozsuz çalışma ortamı sıfıra en yakın seviyeye indirilmeli,yeterli toz emici modern vakum sistemleri kurulmalı, gereken tüm önlemler alınıp uygulanmalı,en uygun maskeler kullandırılmalıdır. Buralarda patrondan maaş alan iş güvenlik uzmanları değil,bağımsız uzmanlar çalışmalı, toz ölçüm cihazlarının poşetle kapatılmasına göz yummayan yetkililerce ciddi şekilde denetlenmelidir. İşçilerin,kendi haklarını korumak ve savunmak için,evrensel ve anayasal hakları olan sendikalaşma önündeki patron baskısı ve tehditleri de son bulmalıdır,bu bir suçtur.İşçisine hakkını veren,herşeyi kuralına göre yapan,işçisinin sağlığını ve haklarını gözeten işveren sendikal birliktelikten korkmaz. Polat Maden’de Genel Maden İş’in kazandığı yetkili sendika hakkı,bölge maden işçileri adına çok önemli bir kazanımdır.İşçi arkadaşlar acilen,sağlıkları,ekonomik hakları ve çocuklarına daha güzel bir yaşam sunma adına sendikaya üyeliklerini hızlandırmalıdır. Son günlerde yine gündemde tarımsal sulamada ödenen su ücretleri konusu vardır.Bu kapitalist mantıkla gidilirse,zamanla tüm tarlalara,bahçelere sayaç konulacak,çiftçiye ödediği peşin para kadar su kullanma izni verilecek ve üreten insanlar yine birkaç sermayedarın önüne atılacaktır.

Biz ÇİYAP olarak,hava kadar gerekli olan suyun ücretsiz olmasını, tarım yaparak toplumu besleyen çiftçilerden su ücreti alınmamasını savunuyoruz.Suyun telef edilmeden kontrollü kullanılması takip edilmelidir,ancak su ticari bir meta olmamalıdır.Su herkesindir,hava gibi yaşam kaynağıdır.Temiz ve lezzetli içme suları doğru bir organizasyonla insanlara ücretsiz ulaştırılmalıdır.Pet şişelerde para karşılığı satılmamalıdır. ÇİYAP (Çine Yaşam Platformu ) olarak,herkesin “5 Haziran Dünya Çevre Günü”nü kutluyor, herkesi çevremize, doğamıza,yaşamımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz.Bu memleket bizim!” dedi.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner498

banner472