banner488

ÇİNE (Bölüm – 1)

Aydın’dan Çine’ye gelirken dört yolda dolmuş şoförleri Çine… Çine… diye bağırırlar. Çine’yi Aydın’ın ilçesi olarak bilmeyen yabancılar dolmuş şoförlerinin bağırmalarından adeta uzak Doğu’ya ÇİN ülkesine buradan gidildiğini zannederler. Aydın’dan çıkıp Menderes Nehri’ni geçtikten sonra Koçarlı yol ayrımında; Yol Çine Çayı (Marsiyas Irmağı) ile kuçaklaşır. Bir süre devam ettikten sonra, zeytin ormanlarının arasından geçin duble yolla bereketli Çine Ovası’nı geçip Çine’ye varılır.

“Banu Erkmen” bakın Çine’yi nasıl tanıtıyor. Dağından yağ, ovasından bal akan Çine;

Ne zamandı onu yıpratan, nede doğa şartları. İnsandı onu yıpratan, yok eden. Gelmiş geçmiş bütün medeniyetlere kucak aşmış, onlardan izler taşımış, efsane ve öyküleri ile bu güne değin gelmiş Çine hızla yok olmakta. Küçük ahşap evlerin, dar sokakların, hatta hanların, kervansarayların yerlerini çok katlı beton binalar ve çarşılar almakta. Hepsi bir bir yıkılırken Çine Çayı (Marsiyas Irmağı) bir kere daha ağlamakta.

Aydın’dan Muğla’ya giderken Gökbel denen yerde uzak yıldızlardan düşmüşe benzeyen kayalık tepeler arasından bir yol geçerdi ve bu yol kıvrıla kıvrıla, ine çıka, dere tepe zorluklarla ilerlerdi. Akıllara durgunluk veren bu bir başka gezegen sessizliğinde her an, o ana denk hiç görülmemiş yaratık ya da peri kızları çıkabilirdi karşınıza…

Gene bu kayalar arasından kaynaklanıp söğütlerin gölgesinde akan, yüzeyi ayna gibi parlak bir çayda şaşırta bilirdi insanı. Günümüzde Çine Çayı denen bu akarsuya ilk çağlarda Maryas Çayı deniyordu ve o zamanlar bu çayda yıkanıp, güneşlenen, kıyılarında ezgiler söyleyip oyunlar oynayan peri kızları vardı. Yine zaman zaman Maryas Çayı’nın yaradılış serüvenini dillendiren yanık kaval ezgileri de dökülürdü bu dağlardan. Bu vadinin adı Çine Kanyonu’dur. 1960’da yol çalışmaları nedeniyle kanyon özelliğini kaybetmiştir.

Öyle ya efsaneye göre; zamanın flüt ustası olan Maryas, Tanrıça Atenanın çalarken yüzü çirkinleşiyor diye lanetleyip attığı flüttü bulur ve sesine hayran kalır. Maryas öyle güzel flüt çalmaktadır ki, onun flüt çalışını duyanlar bu sihirli, o güne kadar duyulmamış değişik sese mest olur.

Övgüler Maryas’ın kulağına kadar gelir. O da bu övgülerle böbürlendikçe böbürlenir. Halkın söylediklerinden de kuvvet alarak boyundan büyük laflar etmeye başlar. Tanrı Apollon’un liri bile benim flütüm kadar güzel ses çıkaramaz. Sonun da beklenen olur ve bu sözler Apollon’un kulağına gider. Çağırır Maryas’ı, amacı hattini bildirmektir. Her yerde flütün sesi ile böbürleniyormuşsun, kanıtla bunu, yarışalım seninle! Der. Ancak ölümsüz Tanrı’nın bir şartı vardır. Yarışmayı kazanan kaybedene istediğini yapacaktır. Tanrı Apollon’un isteği üzerine bir yarışma düzenlenir. Yarışmada bir birinden güzel sesler çıkaran iki müzik üstadını hakem Kral Midas berabere ilan edince Apollon çok sinirlenir ve Midas’ın kulaklarını uzatır. Ayrıca Apollon Tanrısal zekasını kullanarak Maryas’a enstrümanları tersten çalmayı önerir. Boş bulunup bu öneriyi kabul eden Maryas, flütü tersinden çalmayı dener. Flütün hiçbir ses çıkarmadığını fark ettiğinde aldatıldığını anlar ve yarışmayı kaybettiği için Tanrı Apollon tarafından zeytin ağacına bağlanıp diri diri derisi yüzülmüş. Flüt ustası Maryas’ın ölümüne çok üzülen sanatın 9 perisi öylesine ağlarlar ki gözyaşları dağların arasından akıp giden Maryas Irmağına dönüşür. Çine, Aydın, Koçarlı ve Söke’nin sulama ihtiyacını karşılamak için yapılan Çine Barajı ile başta 2400 yıllık dünya da bir eşi daha olmayan İnce Kemer Köprüsü başta olmak üzere ne kadar antik suyolları ve yerleşimler, özellikle Gerga’nın bilinmeyen bir yüzü hepsi yavaş yavaş bir daha gün yüzü görmemek üzere sulara gömülmüştür.

Bir daha ağlasın artık Çine Çayı ve su perileri.


Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

YORUMLAR
Ahmet Kurutaş
Ahmet Kurutaş - 9 yıl Önce

saygıdeğer kadir abi̇ci̇ği̇m 9 meleği̇ bi̇lmem ama beni̇ ağlattğini söyleyebi̇li̇ri̇m,çok güzel bi̇r köşe yazisi olmuş eli̇ne yüreği̇ne sağlik.

Necip Gülten
Necip Gülten - 9 yıl Önce

kalemine sağlık kadir bey çi̇neyi̇ tari̇hi̇nden bugününe ne güzel de taşimişsin o zakkumlarla dolu çi̇ne çayi kanyonunun yokoluşu güzelli̇kleri̇ elleri̇mi̇zden bi̇rer bi̇rer aliyorlar.

banner498

banner472