CHP Aydın Milletvekili Osman Aydın'ın son günlerde medyada yer alan "30 Saatlik dersin 10 saatini dini bilgi ile geçirirsek ancak amele yetiştiririz” sözü ile ilgili yaptığı basın açıklaması yaptı.

Aydın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Akçaova Beldemizde Çiftçiler ile yapmış olduğum “Dertleşme Toplantısı”’nda ifade ettiğim; ‘30 saat dersin 10 saati Peygamberimizin hayatı ve dini bilgilerden oluşuyor. Peki millet Aya giderken biz ne yapacağız? Bu eğitim sistemi ile ancak amele yetiştirebiliriz’ Sözlerim AKP Aydın Milletvekili Sayın Mehmet Erdem tarafından eğilip - bükülerek, maksadına taban tabana zıt bir anlam içerisine yerleştirilip, selden kütük kapma anlayışı ile siyasi bir rant elde etmeyi ummaktadır.

Şahsımın dini inancını, imanını tartmak ve yargılamak kimsenin harcı değildir. Türkiye Cumhuriyeti;  yurttaşlarını bu güne kadar dinsiz olarak mı yetiştirmiştir? Kur’an, Peygamberimizin hayatı ve  Dinin öğretilmesi ile ilgili hiçbir sorunum yoktur. Olmamıştır ve olamaz. Eleştirim dinin siyasallaşmasına ve eğitim sisteminedir.

Bu gün İsrail’den tohum gelmediği takdirde ovalarımıza ekecek tohum bulamayacak hale geldik. Vegabet İsrail’den tohum gelmez ise aç kalacağız aç !Gelelim sohbet toplantımızın özüne;

Akçaova’lı Çiftçilerimiz, hayvan üreticilerimiz ve üniversiteyi bitiren geçlerimiz ile yaptığımız sohbet toplantısında Tarım Bakanımızı eleştirdim.

-  2002 yılında 4 Lira olan zeytin yağının hala 2012 yılında neden 3.5 Lira olduğunu?

-    Akçaova’lı hayvan üreticilerimize 2010 yılı Ekim ayında üreticiye destek için %50 düşük faiz ile kredi vererek, dünya fiyatlarının 3 katına Canlıağırlık büyük baş (Angus) hayvan satışını seyirci kalıp, ithalatçılara %300 kar ettirip; üreticilerimizin büyük zarara uğratılmasının sebebini;

-    2011 yılı seçim önü üreticimize destek amaçlı %0 faizli kredi vererek Faiş fiyattan damızlık Düve satın almasına seyirci kalarak üreticimizi büyük zarar ettirmesinin sebebini konuştuk.

-    İç işleri Bakanımızın Hakkari sokaklarında dolaşamayarak devletimizi içine düşürdüğü aczi konuştuk.

-    İşe girmek için bekleyen ve  KPSS sınavına giren gençlerin sınav sorularının çalınması neticesinde düştükleri mağduriyeti konuştuk.

-   Basında ayyuka çıkan bu sınav soruları hırsızlıklarının neden önüne geçilemediğini konuştuk. Üreticilerimiz ve gençlerimiz ile asıl konuşulması gereken konuları, üreticilerimizin ve insanlarımızın içinde bulunduğu gerçek sorunları ve çözüm yollarını konuştuk. Politikacıların asli görevi bu sorunlara çözüm üretmektir. Din istismarcılığı yapmak değildir.”