banner488

Ahlak ve Onur

     1933 senesinde yaşanmış olan bir olayla sahip olduğumuz algı ve değerler üzerinden, doğru bildiğimiz bazı şeyleri sorgulamak ve sizleri de bu sorguya davet etmek amacıyla bu yazıyı sizlerle paylaşıyorum.

 

     17 Nisan 1933…

     Bulgaristan’ın Razgrat kentinde, gece yarısı bir grup Bulgar’ın, Deliorman’daki Türk mezarlarını tahrip edip, parçaladığı haberi geldi.

Bu beklenilmeyen haber, Türkiye’de büyük infial uyandırdı. Gençliğin tepkisi de o nispette büyük oldu.
Tevfik Celal Ileri'nin liderliğinde, bu küstahça davranışa Türk Gençliği’nin cevabının nasıl olacağı müzakere edildi. Öğrencilerin bu girişimi üzerine valilik, öğrencileri herhangi bir şey yapmamaları konusunda ihtar etti, aldıkları bu ihtara rağmen öğrenciler kararlarını uygulamak istediler. Bir miting için İstanbul Valiliği’ne müracaat ettiler fakat olumsuz yanıt aldılar.

 

     İzin alamayacaklarını anlayan gençler, izinsiz olarak olayı protesto ederek evvelce aldıkları kararı uygulamak istediler.

    20 Nisan 1933 Perşembe günü saat 17’ye doğru, gençler Maçka’daki Bulgar Konsolosluğu önünde toplanmaya başladılar. Tevfik Celal İleri burada çok heyecanlı bir konuşma yaptı fakat polis onların dağılmasını isteyince dağıldılar.
    Fakat işin aslı daha sonra anlaşıldı.Orada toplanan kalabalık planın yalnızca bir parçasıydı ve amaçları asıl planlanan şeyi yapmak için polislerin ve zabıtanın dikkatini dağıtmaktı.

    Asıl hedef Bulgar mezarlığıydı…

 

    Daha önceden anlaştıkları üzere, gençler meydandayken, diğerleri mezarlığa yöneldiler.Bunu haberini alan polis derhal mezarlığa koştu.Fakat onları orada da çok ilginç bir şey bekliyordu.

 

    Bulgar mezarlarına misilleme amacıyla saldırması beklenen gençler, mezarların başına çelenk ve çiçek bırakmışlardı.

     ‘Bulgarlar bizden insanlık ve medeniyet dersi alsınlar. Biz ölülere hakaret değil, böyle hürmet ederiz.’ Sesleri yükseliyordu….

 

     Avrupa’nın pek çok kesiminde ırkçılığın ve faşizmin kol gezdiği bir dönemde, milletimizin gösterdiği bu duyarlılık, ihtiyaç duyduğumuz gençliğin yetiştiğinin en büyük kanıtıydı….

     Değerli Hanımlar ve Beyler,

     Bir millet, onurundan, değerlerinden, kısaca ifade etmek gerekirse, kendisini kendisi yapan olgulardan en küçük şekilde taviz verirse, artık bir arada yaşayan ve hayvansal ihtiyaçlarından (yemek yemek, barınmak, üremek, hayatta kalmak) başka hiçbir şeyi yerine getiremeyen, ister anaparacı ister devletçi bir sistemde yaşasın, ona dayatılan şeyleri sorgulamadan alan bir sürüye dönüşür.

     Böyle bir millet, başkalarının deneme tahtası olarak yaşayacağına, yok olsun daha iyidir.


     Değer algılarımızı, kimliğimizi sorgulamaya maruz bırakıldığımız şu günlerde, küçük bir hatırlatmayla yazımı bitirmek istiyorum.

 

 

     Gazi, Ankara’ya 1919’da geldiğinde, Ankara’da 2 bölük İngiliz, 1 bölük Fransız askeri vardı.

     Bu olaydan tam 15 sene sonra, İngiliz İmparatorluğu’nun kralı 8.Edward, BAĞIMSIZ TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN kurucu cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’le görüşmek için Dolmabahçe rıhtımına çıkıyordu…

 

 

 

 

   

film izle - film izle

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

banner498

banner472